Bu duruma neden olan en önemli faktör tek parti hükümetlerinin güçlü kararlar alabilmesi ve istisnasız bu kararları yasalarla destekleyerek hayata geçirmelerindeki kolaylık, buna karşın koalisyonların bu tarz kararları daha zor alıp uygulamalarıdır. Oysaki koalisyonlar asgari müştereklerde buluşan, toplumun her kesimini üç aşağı beş yukarı kapsamaya çalışan ve genelde konsensüs sağlanarak yapılan yönetimlerdir.

          Şöyle düşünürsek 2001 krizinden sonra koalisyon hükümetinin yazdığı acı reçete kendi sonları olmasına rağmen, kendilerinden sonra gelen tek parti hükümetine yaramış ve bu rüzgardan nemalanan bu parti iktidarını iyice sağlamlaştırmıştır. Yalnız her şeyde olduğu gibi yıpranma demokrasiye geçişten sonraki tarihimizin en uzun süreli iktidarını da etkilemiştir. Şu aşamada piyasaların acaba 7 haziran sonrasında koalisyon olursa her şey kötüye gider mi endişesi yaşaması daha önceki tecrübelere dayanarak kısmen anlaşılabilir. Fakat yukarıda da belirttiğim gibi koalisyon uzlaşma, ortak paydalarda buluşma ve toplumu daha fazla kucaklayıcı kararlar alma yönetimidir.

          Borsa düşer, kur çok yükselir, faizler acayip artar onun için aman ha koalisyon gelmesin istikrar (nereden baktığınıza göre değişebilecek bir argüman) bozulmasın demek çok klişe bir cümledir. Önemli olan seçimler ertesinde tek parti ya da koalisyon olsun iktidara kim gelirse gelsin ekonomide yaşanan bu kadar kırılgan durumu ortadan kaldıracak tedbirler almasıdır. Sadece faizler düşsün demek rasyonel değildir,  hele dış kaynağa bu kadar bağımlı olan ülkemizde sene sonuna doğru ABD merkez bankası FED’in faizleri artıracağı ortadayken faizleri gereğinden fazla indirmek hem piyasa koşullarına karşı kürek çekmek, hem de aynı anda kurla faizin kontrol dışına çıkması sonucunu doğuracaktır.

          Sadece inşaat sektörüne dayalı bir büyüme ülkemizi nereye kadar taşıyabilir. Asıl önemli olan sanayi şirketlerinin büyüyüp istihdam yaratması olması gerekirken, faizler düşsün inşaat sektörü durmasın mantığını gütmek bir yere kadar sizi götürebilir ama bir yerden sonra kur artışı faiz kıskacı arasında sıkışıp patlama yaşarsınız.

          Bütün bu şartlar altında ister koalisyon, ister tek parti iktidarı olsun, seçimler ertesinde ilk olarak yapılması gereken toplumda siyasetçiye karşı oluşan negatif algının değiştirilmesi ve bunun içinde sırasıyla seçilir seçilmez tüm siyasetçilerin mal varlıklarını açıklamaları, dokunulmazlıkların sadece meclis kürsüsüyle sınırlandırılması, siyasi partiler kanunu ve seçim barajının acilen değiştirilmesi gibi normal demokrasilerde olması gereken düzenlemeler yapılmalıdır. Bu düzenlemelerle birlikte bütçe kaynaklarının rasyonel kullanımının sağlanması, kamuda israfın önüne geçilmesi, toplanan vergilerin kullanımında daha şeffaf olarak hesap verilebilir olunması da ilk uygulamalar olmalıdır.