Turkcell ve Koç Holding pay sırasında dolandırıcılık yapılmış

Turkcell ve Koç Holding pay sırasında dolandırıcılık yapılmış

SPK, Turkcell ve Koç Holding pay piyasasında 22 Şubat'ta gerçekleştirilen işlemlerin incelenmesi sonucunda, üç kişi hakkında yaptırım kararı aldı

A+A-

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Turkcell İletişim Hizmetleri AŞ ve Koç Holding AŞ'nin pay piyasasında 22 Şubat'ta gerçekleştirilen ve medyada "tombul parmak hatası" olarak yer alan işlemlerin incelenmesi sonucunda, "piyasa dolandırıcılığı tespit etti ve üç kişi hakkında bazı yaptırımların uygulanmasına karar verdi.

SPK haftalık bültenine göre, Kurul, Turkcell ve Koç Holding pay piyasasında 22 Şubatta gerçekleştirilen işlemlerin incelenmesi sonucunda, Sermaye Piyasası Kanunu'nun 107/1 maddesinde sayılan fiilin işlendiğine dair makul şüphe bulunması nedeniyle, yatırımcıların hak ve yararlarının korunmasını teminen, yapay piyasa oluşturmaya yönelik işlemlerin engellenmesi amacıyla, Erdem Yağan, Mehmet Tosunoğlu ve Ahmet Kayhan isimli şahıslar hakkında bazı tedbirlerin uygulanmasına karar verdi.

Buna göre söz konusu kişilerin Borsa İstanbul AŞ pay piyasasındaki işlemlerine ilişkin olarak 27 Şubat tarihinden itibaren 3 ay süre ile, algoritmik emir üretim/iletim sistemleri üzerinden işlem gerçekleştirmelerinin engellenmesine, brüt takas uygulanmasına, açığa satış ve kredili menkul kıymet işlemleri gerçekleştirmelerinin yasaklanmasına ve yatırım kuruluşlarının internet üzerinden emir kabul etmelerinin yasaklanmasına karar verildi. 

Kurul kararrı

Kurul kararının tam metni şöyle:

"Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş. (TCELL) ve Koç Holding A.Ş. (KCHOL) pay piyasasında 22.02.2017 tarihinde gerçekleştirilen işlemlerin incelenmesi sonucunda, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (SPKn)’nun 107/1 maddesinde sayılan fiilin işlendiğine dair makul şüphe bulunması nedeniyle, SPKn’nun 1 inci maddesi çerçevesinde yatırımcıların hak ve yararlarının korunmasını teminen, yapay piyasa oluşturmaya yönelik işlemlerin engellenmesi amacıyla, SPKn’nun 101 inci maddesi ve 128 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile V-101.1 sayılı Bilgi Suistimali ve Piyasa Dolandırıcılığı İncelemelerinde Uygulanacak Tedbirler Tebliği’nin 18/1 maddesi kapsamında Erdem YAĞAN (MKK Sicil No: 12391516), Mehmet TOSUNOĞLU (MKK Sicil No: 12620509) ve Ahmet KAYHAN (MKK Sicil No: 13224300) adlı şahısların Borsa İstanbul A.Ş. pay piyasasındaki işlemlerine ilişkin olarak 27.02.2017 tarihinden itibaren 3 ay süre ile; 

i) Algoritmik emir üretim/iletim sistemleri üzerinden işlem gerçekleştirmelerinin engellenmesini teminen gerekli tedbirlerin alınması hususunda yatırım kuruluşlarının bilgilendirilmesine, 

ii) Brüt takas uygulanmasına, 

iii) Açığa satış ve kredili menkul kıymet işlemleri gerçekleştirmelerinin yasaklanmasına, 

iv) Yatırım kuruluşlarının internet üzerinden emir kabul etmelerinin yasaklanmasına karar verilmiştir."

 

İşlem Bazlı Piyasa Dolandırıcılığı Nedir? (SPKn md. 107/1)

Sermaye Piyasası Kanunu'nun 107/1 maddesi kısaca piyasa dolandırılıcığını kapsıyor. SPK'nın resmi sayfasında bu madde ile ilgili açıklama şu şekilde:

SPKn'nun 107/1 maddesi hükmündeki suçun maddi unsuru "sermaye piyasası araçlarının alım ve satımını yapmak, emir vermek, emir iptal etmek, emir değiştirmek veya hesap hareketleri gerçekleştirmek" olarak yer almaktadır. Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarının belirlenmesinde arz ve talebin ekonomi kuralları çerçevesinde sağlıklı biçimde oluşmasına engel olan herhangi bir alım ve/veya satım, emir verilmesi, verilen emirlerin iptali, değiştirilmesi veya hesap hareketleri gerçekleştirilmesi piyasa kuralları içerisinde ‘yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırıcı' olarak nitelendirilebilir. Söz konusu işlemlerin ‘elverişli' olması, yani sermaye piyasası araçlarının fiyatlarında, fiyat değişimlerinde, arz ve taleplerinde yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırabilecek nitelikte bulunması gerekir. Alım ve satımın yapay veya hileli olması maddi unsurun varlığını etkilemektedir. Kendinden kendine işlemler (wash sales) veya tarafların işlemden önce anlaşarak aynı fiyat ve aynı miktardan, eş zamanlı olarak girdikleri emirlerin karşılaşması sonucunda gerçekleşen işlemler, piyasa dolandırıcılığı için kullanılan klasik yöntemler olmakla beraber, piyasayı dolandırmaya yönelik işlemler bu yöntemler ile sınırlı değildir. Gerçekleşen işlemler, sayılan iki tipteki gibi hileli olmadığı halde, madde hükmünde sayılan amaçlara yönelik olduğunda suçun maddi unsuru yine oluşacaktır. Suçun maddi unsurunu tek başına yasal bir görüntüye sahip olan ve fakat belirli bir amaç için koordineli olarak gerçekleştirildiklerinde piyasa dolandırıcılığına neden olan alım ve satımlar, verilen emirler, iptal edilen emirler, değiştirilen emirler veya gerçekleştirilen hesap hareketleri oluşturmaktadır.

Öte yandan, yalan ve yanlış izlenim uyandıran işlemlerin büyüklüğü konusunda bir alt ve üst sınır söz konusu değildir. İlgili payın piyasasında kontrolü sağlayarak fiyat hakimiyeti kurmaya yönelik bir piyasa dolandırıcılığı için gerekli miktar çok büyük olabileceği gibi, payın kapanış fiyatının belirlenmesi için borsadaki asgari işlem miktarı olan bir adetlik alış işlemleri de piyasanın dolandırılmasına neden olabilecek niteliktedir.

İşlem bazlı piyasa dolandırıcılığı suçunun neticesi sermaye piyasası araçlarının fiyatının etkilenmesi tehlikesidir. SPKn 107/1 hükmü, fiili bir "tehlike suçu" olarak düzenlemek suretiyle sonucun gerçekleşmesini şart koşmamıştır. Tehlike suçlarında, doğrudan doğruya bir zararın doğması gerekli olmayıp, suç konusu olarak tanımlanan tehlikeli davranışlar cezalandırılmaktadır. Piyasa dolandırıcılığı suçunu da tehlike suçu olarak tanımlayan yasa koyucunun amacı, sermaye piyasası araçlarının fiyatlarının, fiyat değişimlerinin, arz ve taleplerinin yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandıracak şekilde etkilenmesine yönelik işlem gerçekleştiren kişilerin cezalandırılmasıdır. Suç bir tehlike suçu olmakla beraber, failin gerçekleştirdiği işlemler sonucu bir menfaat sağlanması durumunda, SPKn'nun 107 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince "bu suçtan dolayı verilecek olan adli para cezasının miktarı, suçun işlenmesi ile elde edilen menfaatten az olamaz”. Söz konusu hükmün uygulanması açısından önemli olan ve vurgulanması gereken diğer bir husus ise, failin mamelekinde (mal varlığında) bir artışın meydana gelmesinin yanı sıra bir zarardan korunmanın da "menfaat" olarak değerlendirilmesidir.

Bununla birlikte, SPKn'nun 107 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince, "suçu işleyen kişi pişmanlık göstererek, beş yüz bin Türk Lirasından az olmamak üzere, elde ettiği veya elde edilmesine sebep olduğu menfaatin iki katı miktarı kadar parayı, Hazineye; soruşturma başlamadan önce ödemesi durumunda hakkında ceza hükmolunmaması, soruşturma evresinde ödemesi durumunda verilecek cezanın yarı oranda indirilmesi ve kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödemesi durumunda verilecek cezada üçte bir oranında indirime gidilmesi" hükme bağlanmıştır.

İlgili Haberler

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar; inançlara saldırı içeren ve doğru imla kuralları ile yazılmamış,ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.