"Hakimler arasında ciddi kamplaşma var"

"Hakimler arasında ciddi kamplaşma var"

AYM Başkanı Haşim Kılıç, hakimler arasında ciddi kamplaşmalar, karşılıklı duygusal kopmalar olduğunu belirterek, “Afaki, hayali, imzasız bilgilerle değil, ancak somut bilgi ve belgelerle önümüze konmak suretiyle bu konuda yapılacak bir şey varsa şüphesiz

A+A-

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, hakimler arasında ciddi kamplaşmalar, karşılıklı duygusal kopmalar olduğunu belirterek, “Afaki, hayali, imzasız bilgilerle değil, ancak somut bilgi ve belgelerle önümüze konmak suretiyle bu konuda yapılacak bir şey varsa şüphesiz ki yaparız” dedi.

2014 -2015 Adli Yıl Açılış Resepsiyonu’na katılan Kılıç, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun paralel yapı algısının yaratıp yaratmadığına ilişkin bir sorunun sorulması üzerine Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, kendilerinin de gözlemledikleri bazı olaylar bulunduğunu ancak boyutu konusunda bilgi sahibi olmadığını kaydetti. Bu konuda ilgili yerlerde bilgi olduğunu ancak kendilerinin şahit olduğu veya mahkemede böyle bir durumun gerçekleşmesi halinde üzerine gittiklerini ve çözümlemeye çalıştıklarını belirtti.

Kılıç, “Devletin iradesinin dışında bir iradeyi hiçbir şekilde asla ve asla kabullenmek mümkün değil. Ancak bunu gerekçe göstererek de hakimleri huzursuz, rahatsız etmenin, hakimler arasında çok ciddi bir rahatsızlık yaratmanın da bir anlamı yok. Gerçekten hakimlerimiz arasında bugün ciddi kamplaşmalar var, karşılıklı duygusal olarak bir kopuş var. Ben çok üzülüyorum bunları gördükçe. Afaki, hayali, imzasız bilgilerle değil, ancak somut bilgi ve belgelerle önümüze konmak suretiyle bu konuda yapılacak bir şey varsa şüphesiz ki yaparız” dedi.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, paralel bir yapının yargıyı ele geçirdiğine ilişkin bir gözleminin olup olmadığının sorulması üzerine, “Bence böyle bir yapının kabul edilmesi asla mümkün değildir. Şüphesiz ki hiçbir akıl sahibi böyle devletin dışında bir yapılanmayı kabul etmesi düşünülemez. Ancak bunun için mutlaka ortayla belgenin ve bilginin konulması lazım. Belge ve bilgi konulmadan insanlar itham edilerek çok ciddi yanlışlar yapılıyor. Bakın bugün hem kendi kurumum için hem diğer kurumlar için söylüyorum; imzasız bir yığın dilekçe geliyor. Şu şucu bu bucu diye fişlemeler yapılıyor. Bu fişlemeler ile kurum amirinin bunun çözmesi isteniyor. Bana da böyle bir fişleme usulü bir liste geldi ve ben o listeyi kaldırdım attım” dedi.

CHP’nin cumhurbaşkanlığına ilişkin Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuru ile MİT Yasası’nın ne zaman görüşüleceğinin sorulması üzerine Kılıç, “Önümüzdeki günlerde o konuda karalar verilir, öyle ümit ediyorum. MİT Yasası ile ilgili de raportör arkadaşımız çalışıyor. O biliyorsunuz biraz fazla maddeleri olan oldukça büyük bir dava. Onunla ilgili hassas bir çalışma yürütülüyor. Ne zaman önümüze gelirse bizde gündeme alırız” dedi.

Yargıtay Başkanı Ali Alkan’ın Adli Yıl Açılışı töreninde yaptığı konuşmasının hükümet tarafından eleştirildiğinin anımsatılması üzerine Kılıç, Alkan’ın bugün yaptığı konuşmayı daha önceki adi yıl açılışındaki konuşmalarından daha çok beğendiğini ifade etti. Alkan’ın daha önceki konuşmalarını soyut olarak nitelendiren Kılıç, “Bugün sayın başkan çok güzel konuşma yaptı. Söylenmesi gerekenleri, rahatsızlık duyulan konuları gayet net bir şekilde hiç kimsenin kişilik haklarına ve hakarete varan bir şeyde bulunmadan gayet medeni bir ölçüler içerinde düşüncelerini ifade etti. Gayet güzeldi bence. Ben hiçbir bir eleştirilecek bir taraf görmedim” dedi.

Yargı ele geçirilecek bir kale değil

“Paralel yapı” tartışmalarının ve yargının içindeki bir gurubun yargıyı ele geçirmeye çalıştığına yönelik iddiaların anımsatılması üzerine Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç şunları söyledi:

“Yargı her zaman ele geçirilmesi gereken bir kale olarak görüldü. Eğer siz yargıyı böyle görürseniz, yargıda bu sorunları bitiremeyiz. Yargı ele geçirilmesi gereken bir kale olarak algılanmamalıdır. Yargıyı rahat bırakarak, yargı kendi içinde ve sistem kendi içinde yanlışlarını düzeltmesine imkan verilmelidir. 2010 Anayasa değişikliğinden öncede bu sorunları yaşadık. Bir grubun burayı ele geçirdiğini ve bu grubun bütün düşüncelerinin isteklerinin arzularının yerine getirildiği ifade ediliyordu. 2010’dan sonra biz bunun rahatlayacağını daha objektif; liyakate dayalı tercihlerin yapılacağını tahmin ediyorduk ancak maalesef orada da başarılı olamadık.

Umut ediyorum ve temenni de ediyorum gerçekten bu önümüzdeki Ekim ayında yapılacak olan HSYK seçimlerinin daha çoğulcu ve her şeyi kapsayıcı bir yapının oluşmasını temin etmek. Eğer bu olursa ben çok mutlu olacağım. Ancak hükümetin biliyorsunuz daha önceki şeyinde tek oy sistemi öngörülmüştü. 2010’da Anayasa mahkemesi bunu iptal etti. AYM’de bunun yanlışlığını kabul etti doğrusu. Daha sonraki HSYK yasasında özellikle Yargıtay ve Danıştay’daki seçimlerdeki biz tek oy sistemine bir şey demedik, gayet doğru. Ama diğer hakimlerin 13 bin 500 hakimin seçeceği HSYK üyeleri için çarşaf liste öngörmüşlerdi.

Aynı kurul bir tarafta çarşaf liste bir taraf da tek oy sistemi. Bunun yanlışlığına işaret ettik, bunun eşitlik ilkesi ve Anayasa’ya aykırı olduğunu söyledik. Bu bir imkandı bir fırsattı, keşke tek oy sistemini bütün seçimler için öngörselerdi. Yine çarşaf listeye dönüldü. Bu Meclisin takdiridir, söyleyecek bir şeyimiz yok. Herkes gibi bizde sonuçları bekliyoruz. Umut ediyorum ki bu yolla çoğulcu yapıya kavuşmuş bir HSYK ile karşı karşıya kalırız. Aksi halde sorunlarımızı bitiremeyeceğiz.”

Devletin dışında bir yapı düşünülüemez

Kılıç, paralel bir yapının yargıyı ele getirdiğine ilişkin bir gözleminin olup olmadığının sorulması üzerine, “Bence böyle bir yapının kabul edilmesi asla mümkün değildir. Şüphesiz ki hiçbir akıl sahibi böyle devletin dışında bir yapılanmayı kabul etmesi düşünülemez. Ancak bunun için mutlaka ortayla belgenin ve bilginin konulması lazım. Belge ve bilgi konulmadan insanlar itham edilerek çok ciddi yanlışlar yapılıyor. Bakın bugün hem kendi kurumum için hem diğer kurumlar için söylüyorum; imzasız bir yığın dilekçe geliyor. Şu şucu, bu bucu diye fişlemeler yapılıyor. Bu fişlemeler ile kurum amirinin bunun çözmesi isteniyor. Bence bu fevkalade yanlış ve kabul edilemez bir davranış. Eğer böyle bir şey varsa bunun bilgisi ve belgesi ortaya konur, gerekli yere söylenir, verilir ve gerekli yerde gereğini yerine getirir” yanıtını verdi.

Bana da bir fişleme geldi

Kendisinin Emniyete bu konuda bir görüşme yapıp yapmadığının sorulması üzerine ise Kılıç, “Hiç sormadım. Bana da böyle bir fişleme usulü bir liste geldi ve ben o listeyi kaldırdım attım” dedi. Listenin sadece üyeleri değil tüm Anayasa Mahkemesi’ni kapsadığını ifade eden Kılıç, “Ne imza var ne bir şey var. Hiçbir şey yok. Ama kendine göre bir fişleme yapmış, daha doğrusu. Bizim kurumumuza, bizim kurumumuzdan her hangi bir arkadaşımızın bu tür bir faaliyete katıldığı bu konuda bir şeye girdiği mahkemedeki irade dışında bir başka iradeden emir ve direktif aldığı konusunda bir somut bilgi belge gelirse şüphesiz ki gereği yerine getirilir.

Ama maalesef bugün insanlar birbirlerinin, hatta makamlarını yok edip kendilerinin oraya gelebilmeleri için imzasız bir takım dilekçelerle kurumlar işlemez hale getiriliyor. Bence yanlış olan bu. Ama somut bilgi belge varsa derhal. Benim kurumumda da varsa bana da iletilmelidir, bende gereğini yerine getiririm. Şu ana kadar herhangi bir bilgi belge bize gelmedi. Bizim rapor olarak aldığımız arkadaşların tamamını ben bizzat tek tek mülakat yaparak alıyorum. Bizim için dil konusu çok önemli. Arkadaşları alırken dildi, liyakati, anayasa ile ilgili yaptığı mastırdı, doktoraydı, bu tür objektif kriterlere önem verdik, buna göre aldık arkadaşları.

Hiçbir zaman şu gruptu bu gruptu şeklinde bir grup mensubiyetinden dolayı tercih yapılmış değil. Ama bununla ilgili belge, bilgi somut bir şey gelirse bunun gereği yapılır. Bizdeki arkadaşlar karar verici noktada değil. Karar verici olanlar üyelerimiz. Raportör arkadaşlarımız mutfak çalışması yapıyor. Gerekli dosyaları hazırlayıp üyelerin önüne getiriyor. Bu konuda bize ne resmi olarak ne MİT’ten ne polisten ne de jandarmadan bir istihbarat gelmedi. İmzasız bir liste geldi ama ben bunu işleme koymam mümkün değil tabi.”

Gönüllerde barış süreci başlatılmalı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Adli Yıl Açılış törenine katılmamasını değerlendiren Kılıç, davete katılınmaması ile soğuk bir dönem yaşandığını ifade etti. Bu tür durumların milleti yorduğunu belirten Kılıç, “Bunlar artık yaşanmamalıdır, bunları aşmalıyız, bunlar yok olmalıdır artık. Gönüllerde bir barış süreci başlatmalıyız” dedi.

Anayasa Mahkemesi’nin gündemine gelebilecek konularda soru sorulmamasını isteyen Kılıç, İstanbul’daki paralel yapı operasyonlarıyla ilgili bireysel başvuruların yapıldığının anımsatılması üzerine, “Daha yeni geldi onlar, galiba 25’e yakın bir başvuru oldu. İlgili arkadaşlar şu anda usulü açıdan denetliyorlar, eksiğini inceliyorlar, yoksa işleme girecek. Bununla ilgili kararlar verilecek.

Biz mahkemede kırmızı dosyalı işler ve onun dışındaki işler olarak bir sistem geliştirdik. Kırmızı dosyalı işlerde genelde tutukluluk, yaşam hakkı, sınırdışı kararları gibi çok acil konular var. Onlara öncelik veriyoruz. Tutukluluk çok önemli şey, insanların bir saat bile özgürlüğünden yoksun kalması bence hayatta en çok acı duyulan bir konudur. O nedenle bunlara öncelik vermek suretiyle olayları çözmeye çalışacağız” dedi.
Askeri Casusluk davasına ilişkin başvuruda Adalet Bakanlığı’nın görüşünün beklendiğini ifade eden Kılıç, kısa bir süre içinde davanın karara bağlanacağını belirtti.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kayıp trilyon davasında ifade vermeye gideceğine yönelik açıklamasının sorulması üzerine Kılıç, “Ben Abdullah Bey’in bu davranışını takdirle karşılıyorum gerçekten. Bir cumhurbaşkanlığı yapmış birinin böyle bir yasal süreçte kendisine yapılan bir başvuruyu bir şekilde büyük bir şeyle karşılaması ve ‘evet gideceğim bu konuda gerekli ifadeleri vereceğim’ demesi bence hukuka olan saygısı çok büyük bir işaretidir. Cumhurbaşkanı olduğu süre içinde yargıya çok destek çıktı. Yargıyla ilgili çok iyi şeyler söyledi yaptı, o yaptıklarını unutamayız” dedi.
 

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar; inançlara saldırı içeren ve doğru imla kuralları ile yazılmamış,ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.