Merkez Bankası faize dokunacak mı?

Merkez Bankası faize dokunacak mı?

Merkez Bankası'nın PPK'da kısa vadeli faizleri artırarak ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini 25-75 baz puan aralığında yukarı taşıması bekleniyor. TCMB Nisan ayı PPK toplantısının sonuçları 25 Nisan'da saat 14.00'da açıklanacak.

A+A-

Merkez Bankası'nın (TCMB) Nisan ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında kısa vadeli faizleri, ortalama fonlama maliyetini yüzde 12.75'ten 25 ile 75 baz puan artıracak şekilde yükseltmesi bekleniyor.

Reuters'ın 15 kurumun katılımı ile yaptığı ankette tüm katılımcılar Nisan'da faiz koridorunun alt bandı ve politika faizinin sabit tutulmasını bekliyor. Ankete katılan 15 kurumun üçü önümüzdeki hafta ortalama fonlama maliyetinin yüzde 12.75'te sabit kalmasını, dördü 25 baz puan artırılmasını, beşi 50 baz puan artırılmasını, üçü 75 baz puan artırılmasını bekliyor. TCMB'nin ortalama fonlama maliyetinde yapacağı artış için büyük oranda yüzde 12.75 seviyesindeki geç likitide penceresi faiz oranını kullanması beklenirken bazı beklentiler bununla birlikte faiz koridorunun üst bandının da kullanılabileceğini öngörüyor. Ancak üst bant beklentileri genele yayılmıyor.

TCMB'nin faiz koridorunun alt bandı olan borçlanma faiz oranı mevcut durumda yüzde 7.25, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 8, marjinal fonlama oranı yüzde 9.25, geç likidite penceresi borçlanma faiz oranı yüzde 0, borç verme faiz oranı ise yüzde 12.75 seviyesinde bulunuyor. Ankette 3 ay sonrasındaki ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinde tahmin bildiren 13 kurumun biri değişiklik beklenmezken, bugünkü faiz oranlarına göre bir kurum 25 baz puan indirim, 11 kurum ise artış öngörüyor.

BNP Paribas/TEB Stratejisti Erkin Işık, TCMB'nin dün yayımlanan beklenti anketinde enflasyon beklentilerindeki bozulmaya dikkat çekerek, "TCMB'nin faiz kararının TL'nin önümüzdeki dönemki performansı açısından en önemli faktör olacağı aşikar. Beklenti anketinde enflasyon beklentilerinde bozulmanın devam etmesi TCMB'nin politika bileşimini önümüzdeki hafta sıkılaştıracağı beklentilerini kuvvetlendiriyor" dedi ve ekledi: "Önümüzdeki 24 aya ilişkin enflasyon beklentisi Nisan'da beklentisi 32 baz puan artış göstererek yüzde 8.63'e yükseldi. Bu veri 2006'ya uzanan veri tarihinin en yüksek seviyesi. TCMB'nin PPK kararının ardından ay sonunda gerçekleştireceği enflasyon raporunda yüzde 7.9 olan yıl sonu beklentisini yukarı revize edecek olması da da faiz artırım ihtimalini güçlendiren bir faktör" dedi.

Türkiye ekonomisi, teşviklerin de etkisiyle 2017'de yüzde 7.4 büyürken bu yılın ilk çeyreğinde de büyüme yüzde 7-7.5 aralığında bekleniyor. Ancak bu teşviklerin beraberinde çift haneli enflasyon ve GSYH'nin yüzde 5'ini aşabilecek bir cari açığı beraberinde getirebileceğinden endişe ediliyor. Bu makro endişelerin yanı sıra küresel ve jeopolitik endişeler de TL'de zaman zaman baskı yaratıyor. Enflasyon Kasım 2017'deki yüzde 12.98 ile görülen 14 yılın zirvesinden yönünü aşağı çevirdi ancak son dönemde TL'deki değer kaybı ve petrol fiyatlarındaki yükseliş kaynaklı enflasyon beklentilerinde yaşanan bozulma Reuters anketlerine ve TCMB'nin beklenti anketine de yansıyor. Tüketici fiyatları enflasyonu TL'deki değer kaybı ve güçlü büyüme trendinin etkisiyle 2017 yılını 2016 sonundaki yüzde 8.53'ten yüzde 11.92'ye yükselerek tamamladı.

Reuters'ın 53 kurumun katılımı ile gerçekleştirdiği ankette yıl sonu beklentisi üç ay önceye göre 0.7 puan artışla yüzde 10 seviyesine yükseldi. TCMB'nin dün açıkladığı beklenti anketine göre yıl sonu enflasyon beklentisi bir önceki anket dönemindeki yüzde 9.49'dan yüzde 10.07'ye yükseldi. Beklenti anketinde uzun vadeli enflasyon tahminlerinde de bozulma belirginleşti. 24 ay sonrasına ilişkin beklenti Mart ayındaki yüzde 8.31'ten Nisan'da yüzde 8.63'e çıktı. Petrol fiyatları OPEC öncülüğünde devam eden arz kesintileri ve güçlü talebin arz fazlasını kademeli olarak düşürmesiyle bu hafta başında gördüğü üç yılın yüksek seviyelerine yakın seyrediyor. Brent ve ABD ham petrolü dün sırasıyla 74.75 ve 69.56 dolar ile Kasım 2014'den bu yana en yüksek seviyelerini gördükten sonra bugün geriliyor. Petrol fiyatlarının dolar bazında 2014'ten bu yana en yüksek seviyelere gelmesiyle birlikte aynı anda TL'de yıl başından bu yana yaşanan ve dolar karşısında yüzde 8'e yaklaşan değer kaybı ise TL cinsi benzin ve motorin fiyatlarına zam olarak yansıyor. Tüm bu gelişmelerle birlikte motorin fiyatlarına sadece Nisan ayında 30 kuruş zam yapıldı.

Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı Cemil Ertem ise bu sabah yaptığı açıklamada petrol fiyatlarında 70 dolar civarında bir katılık oluşması halinde enflasyon beklentilerini dizginlemek adına maliye politikasında atılacak adımlar olabileceğini, fiyat esnekliği olmayan alanlarda ÖTV indirimlerinin bütçeye de çok olumsuz etkiye yol açmayacağını söyledi.

Reuters'ın PPK anketindeki tüm beklentiler Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın erken seçim kararı alması ardından toplanırken, ismini vermek istemeyen bir bankacı şöyle konuştu:

"Seçim kararı öncesi TCMB'nin faiz artışı yapmadan idare etme yönünde bir tercihinin de gündemde olabileceğini düşünüyorduk. Ancak iki ay sonra yapılacak bir seçimde daha düşük bir kur iktidar partisinin lehine olacaktır. Dolayısıyla bozulan enflasyon dinamikleriyle birlikte bu kez TCMB'nin kayda değer bir adım atma ihtimalinin oldukça yükseldiğini düşünüyoruz. Piyasada güçlü bir faiz artışı beklentisi oluştuğu için aksi bir adım TL'de ciddi değer kaybına neden olacaktır."

TCMB'nin uyguladığı likidite politikalarının bileşiminde ortaya çıkan son faizi gösteren ve geçen yılın başlarında yüzde 8.30'lu seviyelerde olan ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti son olarak yüzde 12.75 seviyesinde seyrediyor. Bu 2017 yıl başına göre 450 baz puanlık bir sıkılaştırma anlamına geliyor. TCMB'nin ortalama fonlama maliyetinde yaptığı son değişiklik Aralık'ta 50 baz puan artış yönünde olmuştu.

Öte yandan Başbakan Binali Yıldırım, Maliye Bakanı Naci Ağbal, Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, Cumhurbaşkanı Ekonomi Başdanışmanı Cemil Ertem geçen hafta ekonomide yaşananların yakından takip edildiğini, gerekli görülmesi halinde adım atılacağını belirtti.

Erdoğan ise ekonomiyle ilgili her açıklamasında faizlerin yatırımları ve istihdamı artırmak adına düşürülmesi gerektiğini belirtiyor. Bu açıklamalar TCMB'den faiz artışı beklendiği dönemlerde bankanın siyasilerin eleştirilerine rağmen bir artışa gidip gidemeyeceğine ilişkin endişelere neden oluyor. Bu eleştirilere rağmen TCMB 2017 başından bugüne 450 baz puanlık bir sıkılaştırma gerçekleştirmiş olması gerekli görülmesi halinde adım atılabileceğini gösteriyor.

TCMB Başkanı Murat Çetinkaya TL'de sert değer kayıplarının yaşandığı geçen hafta yaptığı son açıklamasında son dönemde yaşanan gelişmelerin enflasyon üzerinde yarattığı riskleri yakından takip ettiklerini belirterek, enflasyonu etkileyen unsurlardaki gelişmeler dikkate alınarak, ihtiyaç duyulması halinde ilave sıkılaştırma yapılabileceğini söyledi.

Etiketler : ,

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar; inançlara saldırı içeren ve doğru imla kuralları ile yazılmamış,ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.