Ökmen: Liranın konvertibilite özelliği erozyona uğradı

Ökmen: Liranın konvertibilite özelliği erozyona uğradı

SESMİR Başkanı Orhan Ökmen yerel paranın uluslararası piyasalarda dövize dönüşüm gücü ve konvertibilite özelliğinin, önceki dönemlere göre yüksek oranda erozyona uğradığını söyledi.

A+A-

SESMİR Başkanı Orhan Ökmen Ekonomide esneklik ve yapısal istikrar faktörlerinin etkinliklerinin, Türkiye'nin döviz yaratma kapasitesini düşürücü yönde güç kaybettirdiğini belirterek, "Yerel paranın uluslararası piyasalarda dövize dönüşüm gücü ve konvertibilite özelliği, önceki dönemlere göre yüksek oranda erozyona uğramıştır" dedi.

Ökmen'in açıklamaları şöyle: 

"Politik istikrar ve ekonomik istikrar güçlendirilmeden yapısal istikrar sağlanamayacaktır: Kurumların azalan derinliği, küresel entegrasyon eksikliği, jeopolitik riskler, kurumsal yatırımcılarla bozulan ilişkiler, bölgesel savaş ve istikrarsızlık, anayasal uyumsuzluklar Türkiye'nin politik istikrarını her geçen gün zedelemektedir. Zenginlik, refah ve gelir seviyelerinde devam eden erimeler, ekonomik üretim çeşitliliğin tıkanması, demografik yapıdaki avantajların azalması, iş piyasalarının elastikiyetinin düşmesi ekonomik istikrarı zedelemektedir.

Türkiye ekonomisinin kaybolan elastikiyet kabiliyeti geri kazanılmalıdır. Finansal istikrar, parasal istikrar, dışsal istikrar, uluslararası önemli kuruluşların ve kurumsal yatırımcıların algıları düzelmeden ekonominin esnekliği sağlanamayacaktır.

Uzun vadeli plan ve programların yoksunluğu ve negatif beklentiler ekonominin bir yıllık perspektifindeki görünümünde iyimserlik yaratacak şekilde bertaraf edilmelidir.

Merkez Bankası'nın rezerv kayıplarına rağmen, bankacılık sektörünün artan döviz likiditesi dışsal istikrarı koruyabilecek bir tampon görevi görmektedir. Ancak, özel sektör ve hane halklarının varlık borç dengeleri ile ödemeler dengesinin durumu dışsal istikrarı bozmaya devam etmektedir.

Yurt içi finans sistem, parasal istikrarı pozitif yönde etkilerken, sermaye piyasalarının zayıflığı, para politikalarının kredibilite zayıflığı ise tam aksine parasal istikrarı negatif yönde etkilemektedir.

Merkez Bankası'nın azalan kredibilitesiyle birlikte TL'yi zayıflatan koşullar yeniden güç kazanmaktadır.

TL'nin zayıflaması, enflasyonun ve dolarizasyonun artmasına, sermaye girişlerinin durmasına yol açmaktadır: Merkez Bankası'nın azalan kredibilitesiyle birlikte TL'yi zayıflatan koşulların tekrar güç kazanması ve artan enflasyon, sermaye girişlerini azaltmaya, dolarizasyon eğilimini yeniden artırmaya başlamıştır.

Türkiye'nin diş finansman ihtiyacı yüksek olmasına rağmen ülke risk primini düşürücü politikaların umursanmaması büyük bir çelişkidir: Büyümesi dış finansman girişlerine endeksli olan, Milli gelirinin %15'inden fazla bir tutarda dış finansman ihtiyacı içerinde bulunan ekonomiler, ülke risk primini düşürecek, döviz kazanma kabiliyetlerini artıracak önlemleri öncelikli sıraya almalıdırlar. Türkiye'nin diş finansman ihtiyacı milli gelirinin %30'ı civarında olmasına rağmen ülke risk primini düşürücü politikaların umursanmaması büyük bir çelişkidir.

ABD ekonomisinde ve genel olarak da küresel ekonomilerde ortaya çıkan enflasyon risklerinin TL'nin değer kaybına sebep olması teorik açıdan esasen bir tutarsızlıktır. Zira kur seviyeleri son tahlilde ülkelerin enflasyon oranları arasındaki farka dayanır. Ancak Türkiye'nin politika riskleri ve büyüme yöntem ve tercihleri bu ekonomik kuralın çalışmasını önleyerek TL'yi kolayca savunmasız bırakmakta ve bu tutarsızlığa sebep olmaktadır.