"Özel bankacılık hızı değişim geçirmek zorunda"

"Özel bankacılık hızı değişim geçirmek zorunda"

McKinsey raporuna göre COVID-19 sonrasının "yeni normal"  koşullarında özel bankacılıkta başarılı olmak isteyen bankalar  müşterileriyle ilişkilerini ve çalışma modellerini hızla değiştirmek  zorunda.

A+A-

McKinsey & Company, Avrupa Özel Bankacılık Araştırması Raporu'nun  sonuçlarını açıkladı. 2019 yılını ve 2020 yılının birinci çeyreğini  kapsayan araştırmada özel bankacılığın hâlâ en kârlı segment olduğu,  ancak son yıllarda kâr ve gelir marjlarının düşüşe geçtiği  vurgulanıyor. Rapora göre, COVID-19 sonrasının "yeni normal"  koşullarında özel bankacılıkta başarılı olmak isteyen bankalar  müşterileriyle ilişkilerini ve çalışma modellerini hızla değiştirmek  zorunda.

Önde gelen şirketlere, kamu kurumlarına ve sivil toplum  kuruluşlarına hizmet veren global yönetim danışmanlığı firması McKinsey & Company, "Avrupa'da Özel Bankacılığın Geleceği" raporunu  yayımladı. 2019 yılını ve 2020 yılının birinci çeyreğini kapsayan  araştırma, sektör temsilcileri ve kuruluşlarının katılımıyla  gerçekleştirildi. Hazırlanan rapor son yıllarda özel bankacılığa damga  vuran eğilimleri ve COVID-19'un etkilerini değerlendiriyor. Rapora  göre, özel bankacılık yapan kuruluşlar COVID-19 sonrası dönemde hızla  değişmek zorunda kalacaklar. Bu kuruluşların müşterilerine erişim  kanallarını, onlarla kurdukları ilişkiyi ve iş modellerini hızla  değiştirirken  sosyal ve çevresel öncelikleri de ürünlerine  yansıtmaları gerekecek.

"Yöneticiler dönüşümü hızlandırmak gerektiğini kabul etmeli"

Araştırmanın sonuçlarıyla ilgili bir değerlendirme yapan McKinsey & Company Kıdemli Ortağı Gökhan Sarı şunları söyledi: "Bu araştırma  özel bankacılık alanında önemli noktalara dikkat çekiyor ve bir yol  haritası sunuyor. Yöneticiler pandemi sonrası iş ortamında sadece  başarılı olmak için değil, ayakta kalabilmek için bile dönüşümü  hızlandırmak gerektiğini kabul etmeli. Bankalar yeni normal olarak  adlandırdığımız bu ortamda değişen iş koşulları ve kârlılığı  zorlaştıran etkenler karşısında gelecekle ilgili net hedefler  belirlemeli ve bunlara ulaşacak yol haritalarını hızla uygulamaya  koymalılar."

Bankaların aynı zamanda temel maliyetlerini yeniden düzenlemek  zorunda olduklarını ifade eden Sarı sözlerine şöyle devam etti:
"Böylece kendilerine yeni yetkinlikler kazandıracak yatırımlar yapmak,  verimlilik alanındaki kazanımlarını artırmak ve gelir artışı sağlamak  için kaynak yaratacaklar. Öte yandan, mevcut krizin nasıl gelişeceği  henüz belirsiz olduğu için esnekliklerini korumalılar. Özel  bankacılık, müşterileriyle güvene dayalı ilişkilerini kullanarak
COVID-19 krizinden daha güçlenmiş olarak çıkabilir  ancak bunun için  hızla harekete geçmek lazım."

COVID-19'un etkileri olacak

McKinsey araştırmasına göre özel bankacılık segmenti 2020'ye güçlü  bir başlangıç yaptı. COVID-19 krizi ile birlikte özkaynaklar nakite  çevrilmeye başlayınca işlem hacmi yükseldi. Aracılık gelirleri 2019'un  aynı dönemine oranla %4 arttı. COVID-19 ile birlikte üç önemli eğilim  ortaya çıktı:

İlk eğilim faiz oranlarının yakın gelecekte düşük kalacağının  anlaşılması. Merkez bankaları harekete geçseler bile piyasalarda var  olan yüksek düzeydeki belirsizlik ve dalgalanmalar, düşük faizlerle  birlikte gelirler ve kârlar üzerinde baskı oluşturacak.

önemli eğilim, sağlıklarından endişe duyan müşterilerin  dijital kanalları ve uzaktan erişim sistemlerini daha fazla tercih  etmeleri. Bugün müşterilerin %71'i bankalarla çok kanallı etkileşimi  tercih ediyor. %21'i ise özel bankacılığın tamamen dijital  yapılmasını, sadece gerektiği takdirde kişilerle birebir iletişime  geçmeyi istiyor.

Buna paralel üçüncü eğilim ise işlerini uzaktan yapmak isteyen  çalışanların oranının bu dönemde %80'e çıkması.

Üç alanda hızlı değişim şart

COVID-19 sonrası dönemde Avrupa'da özel bankacılık segmentindeki  oyuncular farklı alanlarda önemli değişimler gerçekleştirmek  zorundalar.

Öncelikle teknolojiyi çok etkin kullanarak müşteriye çok kanallı,  fark yaratan bir deneyim yaşatmaları gerekiyor. Müşterilerine hizmet  sunma, tavsiye verme ve ilişki yönetme konularında teknolojiyi nasıl  daha etkin kullanacaklarını düşünmeliler. Bunları hayata geçirmek için  inovasyon süreçlerini hızlandırmalılar.

Değişim gerektiren ikinci alan ise iş modeli. Müşterinin uzaktan  hizmet alma ve çok kanallı etkileşimi tercih etmesine paralel olarak  bankalar müşteri temsilcilerini merkezde daha düşük seviyede  konumlandırıp, onları dijital altyapıyla destekleyerek  verimliliklerini artırmalı. Ekipler daha yatay yapılandırılırken,  çevik ve esnek çalışma yöntemleri benimsenmeli. Ayrıca bankalar tüm iş  süreçlerini ve merkezi fonksiyonlarını yeniden tasarlayarak hangi  fonksiyonları kendi bünyelerinde tutacaklarına, hangileri için  dışarıdan hizmet alacaklarına karar vermeli. 

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar; inançlara saldırı içeren ve doğru imla kuralları ile yazılmamış,ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.