PPK: Yapısal adımlar toplumsal refaha katkı sağlar

PPK: Yapısal adımlar toplumsal refaha katkı sağlar

TCMB PPK toplantı özetinde enflasyondaki katılık ve oynaklıkları azaltacak yapısal adımlara devam edilmesinin fiyat istikrarına ve dolayısıyla toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacağı vurgulandı.

A+A-

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özeti yayımlandı. Enflasyondaki katılık ve oynaklıkları azaltacak yapısal adımlara devam edilmesinin fiyat istikrarına ve dolayısıyla toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacağı belirtilen özette, para politikası ve maliye politikası arasında kuvvetlendirilen eşgüdümün sürekli ve sistematik bir yapıya dönüştürülmesi yönünde yürütülmekte olan ortak çabaların fiyat istikrarını sağlamaya katkıda bulunduğu kaydediliyor. Raporda enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerektiği de vurgulanıyor.

TCMB'nin 16 Ocak 2020 tarihli toplantı özetinin tam metni şöyle:
    "Enflasyon Gelişmeleri
    1. Aralık ayında tüketici fiyatları yüzde 0,74 oranında artmış,  yıllık enflasyon 1,28 puan yükselerek yılı yüzde 11,84 ile Ekim Enflasyon Raporu’nda sunulan tahminin bir miktar altında  tamamlamıştır. Bu dönemde yıllık enflasyon, alt gruplar genelinde  yükselirken, hizmet grubundaki artış daha sınırlı olmuştur. En  belirgin yükseliş, bir önceki yılın aynı dönemindeki düşük baz  nedeniyle, enerji enflasyonunda gerçekleşmiştir. Gıda enflasyonu gerek  işlenmemiş gerekse işlenmiş alt kalemleri kaynaklı olarak yukarı yönlü  bir seyir izlemiştir. Temel mal grubunun yıllık enflasyonu ise maliyet  unsurlarındaki gelişmeler ve bir önceki yılın aynı dönemindeki düşük  bazın etkisiyle artmıştır. Bu görünüm altında, çekirdek enflasyon  göstergelerinin yıllık enflasyonu bir miktar yükselse de, B ve C  göstergelerinin eğilimindeki ılımlı seyir korunmuştur.

    2. Gıda ve alkolsüz içecekler yıllık enflasyonu Aralık ayında 2,00  puan artarak yüzde 10,89 olmuştur. Bu yükselişte, işlenmiş gıda grubu  daha belirleyici olmuştur. Çiğ süt alım fiyatlarındaki artışları  takiben süt ürünlerindeki fiyat gelişmeleri öne çıkarken, ekmek–tahıl  fiyatlarında son aylardaki artış eğiliminin devam ettiği gözlenmiştir.
İşlenmemiş gıda enflasyonundaki yükseliş temelde diğer işlenmemiş gıda  grubu kaynaklı olurken, taze sebze ve meyve grubu enflasyonu sınırlı  bir artışla yılı düşük bir seviyede tamamlamıştır. Öncü göstergeler  sebze fiyatlarında görülen belirgin artışlara rağmen, işlenmemiş gıda  enflasyonunun Ocak ayında baz etkisiyle yavaşlayabileceği yönünde  sinyal vermektedir.
    3. Enerji grubu fiyatları Aralık ayında yüzde 0,16 ile sınırlı bir  oranda artarken, grup yıllık enflasyonu baz etkisiyle 3,64 puan  yükselerek yüzde 10,98’e ulaşmıştır. Bu gelişmede, petrol  fiyatlarındaki yükseliş ve yakın dönem döviz kuru gelişmelerine bağlı  olarak tüp gaz ve akaryakıt fiyatlarında gerçekleşen artışlar  belirleyici olmuştur. Akaryakıt ürünlerinde eşel mobil uygulaması ve  şebeke suyu fiyatlarında gözlenen gerileme grup enflasyonunda daha  olumsuz bir görünümü sınırlamıştır. Enerji grubu yıllık enflasyonunun  baz etkilerine bağlı olarak Ocak ayında da belirgin bir şekilde  artacağı not edilmelidir.
    4. Temel mal grubu yıllık enflasyonu bir önceki yılın aynı  dönemindeki düşük bazın da etkisiyle Aralık ayında 0,91 puan artarak  yüzde 7,48’e yükselmiştir. Bu dönemde yıllık enflasyon giyim ve  dayanıklı mal gruplarında yükselirken, diğer temel mallar grubunda bir  miktar gerilemiştir. Dayanıklı mal grubu fiyatlarındaki artışta Türk  lirasında kaydedilen değer kaybının yansımaları hissedilmiştir. Giyim  ve ayakkabı fiyatları ise Aralık ayında mevsimsel ortalamalara kıyasla  daha sınırlı bir düşüş gösterse de, bu grupta yıllık enflasyon oldukça  düşük bir seviyede gerçekleşmiştir. Bu gelişmeler neticesinde temel  mal grubu enflasyon eğilimi yataya yakın bir seyir izlemiştir.
    5. Hizmet fiyatları Aralık ayında yüzde 0,37 oranında artmış, grup  yıllık enflasyonu 0,14 puan yükselerek yüzde 12,30 olmuştur. Bu  dönemde yıllık enflasyon haberleşme ve diğer hizmetler gruplarında bir  miktar yükselirken, ulaştırma hizmetlerinde gerilemiş, lokanta-otel ve  kira gruplarında ise yataya yakın seyretmiştir. Hizmet fiyatları ana  eğilimi ise sınırlı bir oranda gerilemiştir. Önümüzdeki dönemde hizmet  fiyatlarının seyrinde asgari ücret gelişmelerine istinaden reel birim  iş gücü maliyetlerinin, turizm talebinin ve geçmiş enflasyona  endeksleme davranışının etkili olacağı öngörülmektedir.
    6. Enflasyon beklentilerindeki iyileşme sürmektedir. Orta vadeli  enflasyon beklentilerindeki düşüş eğilimi genele yayılarak sürerken,  beklenti dağılımının anket katılımcıları arasında artan bir uzlaşı  içermesi orta vadeli enflasyon görünümüne ilişkin belirsizliklerin  önemli ölçüde azaldığına işaret etmiştir.
    Enflasyonu Etkileyen Unsurlar
    7. Son döneme ilişkin veriler iktisadi faaliyetteki toparlanma  eğiliminin devam ettiğini göstermektedir. Sanayi üretimi Kasım ayında  bir önceki aya göre artış kaydetmiş, Ekim-Kasım döneminde bir önceki  çeyreğe göre yüzde 0,7 oranında yükselerek toparlanma eğilimini  sürdürmüştür. Tarihsel oynaklığı yüksek olan sektörlerdeki arızi  hareketlerden arındırıldığında sanayi üretimi ana eğiliminin daha  kuvvetli olduğu görülmektedir. Anket göstergeleri ve dış ticaret  verileri sanayi üretimindeki artış eğiliminin Aralık ayında da  süreceğine işaret etmektedir.
    8. Yılın son çeyreğinde  risk primi ve döviz kuru oynaklığındaki  düşüş ile finansal koşullardaki iyileşme yurt içi talebi belirgin  ölçüde desteklemiştir. İşgücü piyasasındaki zayıf görünüme rağmen,  ertelenmiş talebin de etkisiyle özel tüketim artmıştır. Buna ilaveten,  kamu harcamalarının tüketim kanalıyla büyümeye katkısı devam etmiştir.
    9. İktisadi faaliyetin sektörel yayılımındaki iyileşme devam  etmektedir. TCMB İktisadi Yönelim Anketi, PMI ve sektörel güven  endeksleri gibi anket göstergeleri ışığında imalat sanayi ve hizmet  faaliyetlerindeki artışın sürdüğü görülmektedir. Yatırımlar zayıf  seyrini sürdürmekle birlikte, yatırım ve istihdam eğiliminde küçük ve  orta ölçekli firmaları da kapsayan toparlanma devam etmektedir. Kurul,  yatırım ve istihdam görünümündeki iyileşmenin devamı açısından büyüme  ve talep istikrarının önemine vurgu yapmıştır.
    10. Rekabet gücündeki gelişmelerin olumlu etkisi sürerken küresel  büyüme görünümündeki zayıflama dış talebi kısmen yavaşlatmaktadır. Bu  dönemde Avrupa Birliği ülkelerinin yanı sıra Orta Doğu ve Kuzey Afrika  bölgesinde de yavaşlama sinyalleri bir miktar artmıştır. Buna karşın,  pazar çeşitlendirme esnekliği ve turizmdeki güçlü seyir mal ve hizmet  ihracatındaki artışı desteklemekte  ancak yurt içi talepteki  toparlanmaya bağlı olarak ithalatta artış gözlenmektedir. Bu  çerçevede, yılın son çeyreğinde net ihracatın büyümeye katkısının  gerilemesi  son dönemde belirgin bir iyileşme kaydeden cari işlemler  dengesinin alınan tedbirlerin de katkısıyla önümüzdeki dönemde ılımlı  bir seyir izlemesi beklenmektedir.
    11. Ekim dönemi işgücü piyasası verileri, tarım dışı istihdamda  inşaat sektörü de dâhil olmak üzere artışa ve işsizlik oranlarında  düşüşe işaret etmektedir. Bir önceki döneme kıyasla, sanayi ve inşaat  istihdamı kuvvetli bir şekilde artarken, hizmetler sektörü  istihdamındaki artış daha sınırlı gerçekleşmiştir. Öncü göstergeler,  işsizlik oranlarındaki kısmi iyileşmenin sürdüğü sinyalini vermekle  birlikte işgücü piyasasındaki zayıf seyir devam etmektedir.
    12. Özetle, önümüzdeki dönemde net ihracatın büyümeye katkısı  gerilerken, dezenflasyon süreci ve finansal koşullardaki iyileşmeyle  birlikte ekonomideki toparlanmanın devam edeceği öngörülmektedir.
    Para Politikası ve Riskler
    13. Küresel iktisadi faaliyetteki zayıf seyir, gelişmiş ve  gelişmekte olan ülkelerde eşanlı olarak devam etmektedir. ABD ve Çin  arasındaki Faz-1 anlaşması sonrasında, küresel ticaret gerilimlerinin  azalacağına dair beklentiler kısmen iyileşmiştir. Buna karşın,  uygulanan gümrük tarifelerinin hâlâ yüksek olması, anlaşma ile  çözülememiş birçok konu bulunması ve karşılıklı taahhütlerin  gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceğine dair belirsizlikler ticaret  anlaşmazlıklarının küresel iktisadi faaliyet üzerinde oluşturduğu  aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Söz konusu unsurların yurt içi  büyüme üzerinde oluşturabileceği etkiler yakından takip edilmektedir.
    14. Son dönemdeki jeopolitik gelişmelere bağlı olarak ham petrol  fiyatları oynak bir seyir izlemiş ve geçtiğimiz PPK toplantısını takip  eden döneme göre kayda değer bir artış göstermiştir. Buna karşın  küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyri emtia fiyatlarındaki artış  eğilimini sınırlamaktadır. Bu bağlamda, küresel manşet enflasyon  oranlarının, son çeyrekte bir miktar yükselmesine karşın, 2020 yılında  yatay bir görünüm sergilemeye devam etmesi beklenmektedir.
    15. Küresel iktisadi faaliyetteki zayıf seyir ve küresel  enflasyonun düşük düzeyi, gelişmiş ülke merkez bankalarının para  politikalarını genişleyici yönde sürdüreceklerine dair beklentileri  güçlendirmektedir. Başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerde para  politikasının son dönemde sergilediği destekleyici duruşun mevcut  koşullar altında orta vadede korunacağı beklentisi ve bunun küresel  finansal koşullara yansıması gelişmekte olan ülkelerde de genişleyici  yönde para politikası uygulamalarına olanak sağlamıştır. Mevcut  küresel finansal koşullar ve son dönemde küresel ticarete ilişkin  beklentilerdeki kısmi iyileşme gelişen ülke finansal varlıklarına  yönelik talebi ve risk iştahını desteklemektedir. Buna bağlı olarak,  bir önceki toplantı dönemine kıyasla gelişmekte olan ülkelere yönelik  portföy akımlarının daha olumlu bir görünüm sergilediği  gözlenmektedir. Bununla birlikte, korumacılık önlemlerinin, küresel  ekonomi politikalarına dair diğer belirsizliklerin ve jeopolitik  gelişmelerin sermaye akımları, dış ticaret ve emtia fiyatları  kanalıyla oluşturabileceği etkiler yakından takip edilmektedir.
    16. Türkiye ülke risk primi, para politikasındaki temkinli duruş  ve makroekonomik göstergelerdeki iyileşmenin yanı sıra, gelişmiş  ülkelerde destekleyici para politikası uygulamalarının da katkısıyla  gerilemeye devam etmiştir. Buna karşın, küresel ve jeopolitik  belirsizliklerin ülke risk primi ve kur oynaklığı kanalıyla orta  vadeli enflasyon görünümü üzerinde oluşturabileceği yukarı yönlü  riskler yakından izlenmeye devam edilecektir.
    17. Temmuz ayından itibaren yapılan güçlü faiz indirimlerinin yanı  sıra enflasyon beklentilerindeki düşüş ve bankacılık sektörü  likiditesindeki iyileşme neticesinde kredi ve mevduat faizleri  gerilemeye devam etmiştir. Bu çerçevede, finansman koşullarındaki  iyileşme ve iç talepteki toparlanmaya bağlı olarak, TL kredi  büyümesindeki artış, tüketici kredilerinde daha belirgin olmak üzere  devam etmiştir. Söz konusu gelişmede genel ekonomik görünüme ilişkin  beklentilerin yol açtığı arz yönlü etkilere ilave olarak, ertelenmiş  talep ve borç yapılandırma amacıyla yapılan kullandırımların da etkili  olduğu değerlendirilmektedir.
    18. Bu dönemde zorunlu karşılıkların döngü karşıtı makro ihtiyati  bir araç olarak daha esnek ve etkin kullanılması kredi büyümesini ve  finansal istikrarı desteklemektedir. 9 Aralık 2019 tarihinde yürürlüğe  konulan zorunlu karşılık uygulamasıyla kredi arzının tüketimden ziyade  üretim odaklı sektörlere yönlendirilmesi, bu çerçevede üretim ve  yatırımla ilişkisi kuvvetli olan uzun vadeli ticari krediler ile  ithalatla ilişkisi zayıf olan uzun vadeli konut kredilerinin teşvik  edilmesi amaçlanmıştır. Önümüzdeki dönemde, bankacılık sektörü  likidite ve sermaye yeterlilik oranlarındaki iyileşme ile birlikte  faizlerdeki düşüşün ve zorunlu karşılıklara ilişkin düzenlemelerin  kredi büyümesini desteklemeye devam edeceği öngörülmektedir. Buna  ilaveten, tahsili gecikmiş alacakların ve yakın izlemedeki kredi  tutarlarının, kısa vadede bankacılık sektörü kredi arzı üzerindeki  olası etkileri yakından takip edilmektedir. Son dönemde faizlerdeki  düşüşe bağlı olarak kredi talebinde gözlenen canlanmanın sürmesi  açısından istihdam ve gelir tarafındaki gelişmeler belirleyici  olacaktır. Kredi koşullarındaki normalleşmenin hızı, kapsamı ve  sürdürülebilirliği iktisadi faaliyet görünümü açısından önemli  olacaktır.   
    19. Enflasyon görünümündeki iyileşme devam etmekte, enflasyon  beklentilerindeki genele yayılan düzelme sürmektedir. Enflasyon başta  olmak üzere makroekonomik göstergelerdeki iyileşme ülke risk  primindeki düşüşü desteklemekte ve maliyet unsurları üzerindeki  baskıların sınırlanmasına katkıda bulunmaktadır. Döviz kuru, iç talep  koşulları ve üretici fiyatlarındaki gelişmelere bağlı olarak çekirdek  enflasyon göstergelerinin eğilimleri ılımlı seyretmektedir.
Enflasyondaki seyrin yıl sonu tahminiyle büyük ölçüde uyumlu olduğu  değerlendirilmektedir. Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümünü  etkileyen tüm unsurları dikkate alarak, politika faizinde ölçülü bir  indirim yapılmasına karar vermiştir. Gelinen noktada, mevcut para  politikası duruşunun hedeflenen dezenflasyon patikasıyla uyumunu  koruduğu değerlendirilmektedir.
    20. Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk  priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve  ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem  taşıdığını değerlendirmektedir. Enflasyondaki düşüşün hedeflenen  patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki  temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, parasal  duruş ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki  düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. Merkez
Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda  elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir.
    21. Kurul, ülke risk primindeki iyileşme sürecinin devam etmesinin  fiyat istikrarı ve finansal istikrar açısından önemini vurgulamıştır.
Bu kapsamda, para politikası etkinliğinin desteklenmesi ve olası  enflasyon-büyüme ödünleşiminin asgariye indirilmesi açısından makro  finansal politikaların finansal oynaklık ve risk primini düşürmeye  odaklı bir şekilde belirlenmesi ve maliye politikasının  öngörülebilirliğinin güçlendirilmeye devam edilmesi kritik önem arz  etmektedir.
    22. Para politikası duruşu oluşturulurken, maliye politikasına  dair esas alınan görünüm fiyat istikrarı ve makroekonomik dengelenmeye  odaklı, para politikasıyla eşgüdüm arz eden bir politika duruşu  içermektedir. Bu doğrultuda, yönetilen/yönlendirilen fiyat ve vergi  ayarlamalarının geçmiş enflasyona endeksleme davranışının  azaltılmasına yardımcı olacak şekilde belirleneceği varsayılmıştır.
Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve  bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde  para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir.
    23. Para politikası ve maliye politikası arasında kuvvetlendirilen  eşgüdümün sürekli ve sistematik bir yapıya dönüştürülmesi yönünde  yürütülmekte olan ortak çabaların fiyat istikrarını sağlamaya katkıda  bulunması beklenmektedir. Bunun yanı sıra, enflasyondaki katılık ve  oynaklıkları azaltacak yapısal adımlara devam edilmesi fiyat  istikrarına ve dolayısıyla toplumsal refaha olumlu katkıda  bulunacaktır.
    24. Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un  geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği  önemle vurgulanmalıdır."


YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar; inançlara saldırı içeren ve doğru imla kuralları ile yazılmamış,ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.