Sağlık Bakanı'ndan okulların açılması ile ilgili açıklama

Sağlık Bakanı'ndan okulların açılması ile ilgili açıklama

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklama yapıyor. Koca'nın açıklamalarından satır başları şöyle:

A+A-

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklama yapıyor. Koca'nın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Okullarımızın açılmasına zamanımız var, Bilim Kurulu'nda gündeme gelmemiş oldu. Bunu salgının seyri belirler. Önümüzdeki haftalarda Bilim Kurulu'ndan rakamların seyrine göre bu tartışılık. Alınması gereken, öneri anlamında bir yaklaşım olursa paylaşmış oluruz. Şu anda okulların açılmamasına yönelik bir yaklaşımımız olmadı. Her ihtimale karşı dijital ortamda eğitimi yapma noktasında bir hazırlık içinde olduklarını biliyoruz. Farklı bir seyir söz konusu olursa paylaşmış oluruz.

"Bir günde tespit edilen toplam vaka sayılarında hayal kırıklığına yol açan artışlar olmaktadır. Hastalığın gündemden düşmesi mevcut şartlarda mümkün görülmüyor. Bütün dünya için makul ve ortak çözüm yolu günlük hayatı bir düzene kavuşturmaktır. Zaman kazanmak içn kısıtlarla elde edilenler, mücadele üstünlüğü sağlamamıştır. Türkiye 83 milyon nüfusuyla süreç içinde tüm dünyada takdir toplamıştır. İnsan sağlığının hak ettiği kıymeti gördüğü bir ülkeyi ortaya koymuştur. Tedavi başarımız, yüzde 2,57'ye kadar düşen ölüm oranımız, risk grubundakileri korumamız takdir nedenlerinden bazılarıdır. Başarıyı kaldığımız yerden sürdürmeliyiz.

"Yeni vakalarımızda yakın günlerdeki artışlarla tedirginlikler yaşamaya başladık. Vaka sayılarındaki artışlar kolaylıkla kontrol altına alınabilecek artışlardır. Riske karşı alınacak tedbirler biraz çabayla kolay olan tedbirlerdir. Yapmamız gereken tedbire uygun seçenekleri aramaktır. Salgınla mücadele bizlerden imkansız olanı istemiyor.

"Covid-19'a karşı bilinçli davranan herkes bugünün şartlarında hayat kurtaran kahramanlardan biridir. Bulaşmanın önünü keserek kahramanlar arasında yer almalıyız. Bu salgının sağlığımızı tehdit ettiği ne kadar doğruysa, kişisel hürriyetimizi bir ölçüde sınırlandırdığı da doğrudur. Alınacak üç tedbir, maske, mesafe, temizlik, hem sağlığımızın, hem de hürriyetimizin koruyucusudur. Tedbirlere uyarsak hürriyet alanımızı genişletebiliriz. Sizleri hem sağlığımıza, hem de ortak hayatımıza sahip çıkmaya davet ediyorum.

"Virüsün yayılma hızının azaldığı düşüncesi yayıltıcıdır. Hasta etme gücünün zayıfladığı düşüncesi bilimsel dayanaktan yoksundur. Bunlara itibar edilmesi, birçoklarının hastalığa yakalanmasına neden olmaktadır. Bunlar kimsenin razı olacağı sonuçlar değildir. Bilim Kurulu'nca doğrulanmadıkça bu tip haberlere itibar etmeyin. Umutlarınızı kesinleşmemiş bilgilerle yıpratmayın. Maske ve mesafe konusunda da yanlış kanılar bulunmaktadır. Bu kurallar hem kendimizi, hem de karşımızdakini korumamıza yarar. Kurallara uymadığımız için bize bulaşan virüsü, haberimiz olmadan biz de başkalarına bulaştırırız. Ağır sonuçlara yol açması mümkün bir virüsün yayılma kaynağı olmayı göze almak, sorumluluk duygusuyla bağdaşmaz. Mesafe kuralına uygun davranmak hastalığı geriletmek için sorumluluk alıyorum demektir. Maske mecburiyeti getirilen il sayımız 60'ın üzerindedir. Destek bulmuştur ama uyum aynı düzeyde değildir. Maske hayatımıza girmiş olmakla birlikte gerekli her durumda kullanılmamaktadır. Maskelerin kullanım süreleri sınırlıdır. Günlük maskeler ertesi gün koruyuculuk özelliklerini kaybetmektedirler. Pek çok durumdaysa tedbirlerden biri tek başına yeterli sayılmaktadır.

"Bildiğiniz gibi bir süredir Toplum Bilimleri Kurulu adını taşıyan ikinci kurulumuzla çalışmalar yapmaktayız. Tedbirlere yeterli uyum gösterilmediği sosyal grupların koşulları değerlendiriliyor. Tüm dünyadaki sonuçlarıyla izlenen salgın toplumumuzda dramatik etkiye yol açmıştır, psikolojik hayatımız hastalık gündemiyle sınırlanmıştır, gündelik hayattaki değişim ruhsal gerilimi artırmıştır. Sizin de gözlemlerinizin bu tespitlerle paralel olduğuna inanıyorum. Sağlığın bir bütün olduğunu, hiçbir yönden ihmal edilemeyeceğini unutmamalıyız. Virüsün hayatın tek konusu olmasına izin vermemliyiz. Kendi ruhsal hayatımızın da bir normali olduğunu bilmeliyiz.

"1 Mart'tan bu yana ülkemizdeki toplam vaka 199 bin 906'dır. Vakaların yüzde 53,74'ü İstanbul'da tespit edilmiştir. Son bir haftada İstanbul'daki vakaların tüm vakalara oranı yüzde 51,16'dır. Son iki hafta içinde 5 ilimizin vaka sayılarında artış olmuştur. Bu iller Ankara, Gaziantep, Bursa, Konya ve Diyarbakır'dır. Nüfusa kıyasla toplam vaka sayılarının en düşük olduğu iller Gümüşhane, Tunceli, Kars, Burdur ve Bartın. Vaka sayısında istikrarlı azalma gösteren 5 ilimiz Tekirdağ, Balıkesir, Samsun, Kırşehir, Düzce. Gümüşhane'de ise 2 haftadır hiç vaka görülmemiştir. Verdiğim bilgileri tüm şehirlerimizi kapsayacak şekilde yarından itibaren bakanlığımızın web sitesinde bulabilirsiniz.

"Mecbur kalmadıkça toplu tören ve kutlamalardan uzak kalmalıyız. Düğün törenleri hasta ziyaretleri, asker uğurlamaları ancak tedbirlere uyularak düzenlenebilir. Alışverişimizi kalabalık ortamlardan yatmak yerine başka şekilde gerçekleştirilebilir. Bu örnekleri hepimiz kendi hayatımıza uygulayabilir, önlemi alabiliriz. Son bir ayda Covid-19 pozitif çıkan vakaların yaş ortalamasında düşüş eğilimi göze çarpıyor. Hareketlilik arttıkça daha fazla gencimizin taşıyıcı olduğu anlaşılıyor. Büyüklerimizi evde izole ederek korumayı başarmıştık. Ancak bugün dünden daha fazla risk altındalar. Salgın boyunca vefat edenlerde 60 yaş üzeri ve hastalığı olanların oranı yüzde 72'ye yakındır. Yoğun bakım hastalarımızdaki artışla birlikte entübe hastaların yaş ortalaması daha da yükselmektedir. Bir önceki ay 65,2 olan yaş ortalaması bu ay sonunda 67,4'e yükseldi. Büyüklerimizi korumaya aldığımız günlerin avantajlarını koruyamıyoruz. İçimizi acıtan her kontrolsüz davranış bir yakınımızın kaybına yol açacak kadar riskli olabilir. Anlık sevincimize, heyecanımıza yönelik kontrolsüz bir hareketimiz farkında olamadığımız nicelerinin ardından üzüntü duymamıza kaynaklık edebilir. Bugüne kadar yaşananlardan sonuç çıkaralım, tehditin karşısına tedbiri koyalım.

"Bugünkü vaka sayımız 1192. Vefat eden vatandaşlarımızın sayısı 19. Bugün iyileşen hastalarımızın sayısı 2311. Bugün toplam yoğun bakımdaki hasta sayımız 1035. Entübe olan hasta sayımız 362. Test sayımız ise 52 bin 313.

"Son bir ayda vefat edenlerin yaş ortalaması 70,1. Entübe olanların ortalaması 64,9. Hastanede yatan vatandaşlarımızın yaş ortalaması 47,5. Evde takip edilenlerin yaş ortalaması 37,4. İyileşenlerin ise 36. Bu bize yaş arttıkça daha dikkatli olmamız gerektiğini göstermiş oluyor.

"Zatürre gelişen vakaların ortalama yaşları 36 iken giderek daha yaşlı bir gruba, yani 52,9'a kadar çıktığını görüyoruz. Zatürre gelişim oranı giderek yaşla birlikte çıktı. Vakaların ağırlıklı olarak erkeklerde olduğunu görüyoruz. Ölümlerin cinsiyetlere ve yaşa göre dağılımına baktığımızda, virüsün erkeklerde ve ileri yaşlarda daha ölümcül olduğunu görüyoruz. Hastalığa yakalanması yüksek olan 20-65 yaş grubunun iyileşme oranlarının da yüksek olduğu görülüyor. Yaş arttıkça hem entübasyonun, hem de vefatın arttığını çok net görmüş oluyoruz. Tansiyon yüksekliği, diyabet, kalp hastalığı ve obezite olmak üzere dört hastalıkla ilişkisi, yaş arttıkça yoğun bakıma girme, vefat oranının artması her dört durum için de görülüyor.

"Yarın için hem Dışişleri Bakanı'mız, hem Kültür ve Turizm Bakanı'mız, Sağlık Bakanlığı'ndan da bakan yardımcımız Almanya'ya gitmiş olacaklar. Biz Türkiye'deki başarıyı biliyoruz. Tedaviyle ilgili Bilim Kurulu'nun bir rehberi var. Bu çerçevede uyguladığımız erken dönemde klorokin ilacımız var. Bunu birçok ülke de kullanmış oldu ama dünya bu ilacı bizden farklı uyguladı. Bütün dünya geç dönemde, yoğun bakımda kullandı, biz ise bu ilacı çok iyi bildiğimiz için erken dönemde kullanılmasının faydalı olduğunu söylüyoruz. Ne kadar erken dönemde başlanılırsa, sonucun o kadar fazla olacağını, geç dönemde kullanılmasının faydasının olmadığı bildiğimiz için erken dönemde uyguladık. Önümüzdeki günler bu konudaki yayınla ilgili de gönderilmiş olacak. Elde ettiğimiz sonuç, erken dönemde bu ilacın faydalı olduğu. Bizim hastanın izni dışında bir tedavi uygulamak gibi bir zorunluluğumuz yok, Almanya bu anlamda kendi tedavi protokolüyle ilgili bize açar, vatandaşlarına uygulanmasını talep ederse ona da açık olacağımızı söylemek isterim. Yarın bizim de bu anlamda sunumumuz olacak. Bu sunumdan sonra kaygının ortadan kalkacağını düşünüyorum.

 

"65 yaş üstü vatandaşlarımızla ilgili bir gündem olmadı. Büyüklerimizle ilgili özellikle bu kısıtlamanın devam etmesi gerektiğini Bilim Kurulu öneri olarak söylüyor. Demin de bahsettiğim özellikle vefat edenlerin yaş ortalamasının giderek arttığını görüyoruz. Şu dönemde normalleşmeyle birlikte, bu virüsü kolay taşıdığını, yaşlılarımız için daha büyük risk taşıdığını görüyoruz. Bu kısıtlamanın şu an devamından yanayız. Düğünlerde ise bununla ilgili bir genelge yayınlandı. Yani takı takılmaması, sayının 4'te 1'e kadar düşürülmesi, oyun ve benzeri etkinliklerin yapılmaması, yani kurallara bağlandı. Düğünlerin bu kurallar çerçevesinde yapılıyor olması önemli. En çok bulaşıcılığın bu tür bir araya gelmelerle olduğunu biliyoruz.

"Toplam 153 bin kişi üzerinde antikor çalışması yapılıyor. Şu an çalışmanın yapıldığı kişi sayısı 132 bine ulaştı. Bu sayının artışıyla birlikte toplan pozitiflik oranı yüzde 0,24. Bununla birlikte antikor taraması da yapıyoruz. Onda da koruyuculuk yüzde 0,81. Bu 132 bin kişide olan son durum. 153 binle ilgili zannediyorum haftaya bu çalışma bitmiş olur. Buradan anladığımız, taşıyıcılığın yüksek olmadığını, koruyuculuğunda olmadığını, bunu da beklemememiz gerektiğini, çünkü benzer yüzde 60-65 oranını bulmak için 50-60 kat benzer bir salgını yaşamak gerekiyor. Gelecek hafta çalışma bitmiş olur, bütün illerin taşıyıcılığını ve koruyuculuğunu vermiş olacağız.

Ayrıntılar geliyor...

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar; inançlara saldırı içeren ve doğru imla kuralları ile yazılmamış,ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.