Şirketlerden ucuz krediye olan talep patladı

Şirketlerden ucuz krediye olan talep patladı

2022'nin ilk üç ayında TL ticari kredi hacminde artış 340 milyar TL'ye ulaştı. Rakam, geçen yılın aynı dönemine göre 10'a katlandı. Üretici enflasyonu yüzde 115 iken ticari kredi faizlerinin yüzde 21'de kalması, şirketlerin kredi talebini patlattı.

A+A-

Hükümet yüksek enflasyona rağmen faizleri düşük tutunca, şirketlerin kredi talebi patladı.

Resmi tüketici enflasyonu yüzde 70'lere giderken ortalama faizin yüzde 21 olduğu TL cinsi ticari krediler, 2022'nin ilk üç ayında 340 milyar TL'lik rekor artış kaydetti.

TL ticari kredi hacminde artış, 2021'in ilk üç ayında 33 milyar TL, 2021'in son çeyreğinde 188 milyar TL olmuştu. Böylece 2022'nin ilk çeyreğinde TL ticari kredi hacminde artış, geçen senenin aynı dönemine göre yaklaşık 10'a katlandı.

2022'nin ilk üç ayında toplam TL kredi hacmi 380 milyar TL artarken, bu artışın yüzde 90'ı ticari krediler kaynaklı oldu.

340 milyar TL'lik TL ticari kredi hacmindeki artışın 144 milyar TL'si kamu bankalarından, yaklaşık 196 milyar TL'lik kısmı yerli özel ve yabancı bankalardan kaynaklandı.

İktisatçı Doç. Dr. Evren Bolgün ve Sardis Research Danışmanlık’tan stratejist Evren Kırıkoğlu, ticari kredilerdeki artışı, artışın enflasyona etkilerini sozcu.com.tr'ye değerlendirdi.

Tüketici enflasyonu yüzde 70'lere giderken, üretici enflasyonu yüzde 115 iken, yüzde 20-21'lik ticari kredi faizinin şirketler açısından çok cazip olduğunu vurgulayan Bolgün, bu ortamda ticari kredi talebinin hızla artmasının normal olduğunu söyledi.

Yüzde 120'lik üretici enflasyonunun, şirketlerin maliyetlerinde ortalama yüzde 120'lik artış anlamına geldiğini, bu maliyetlerin finansmanının da büyük oranda yüzde 20-21 faizli çok cazip ticari kredilerle sağlandığını belirten Bolgün, işletme sermayesi yetersizliğinin kredilerle telafi edilmeye çalışıldığını dile getirdi.

Bu kredi büyümesinin, parasallaşmadan dolayı enflasyonu da olumsuz etkilediğini belirten Bolgün, kamu bankalarına geçen ay aktarılan 51 milyar TL'lik sermayenin çarpan etkisinin de önümüzdeki aylarda görüleceğini, bu aktarımın yaklaşık 425 milyar TL'lik ekstra kredi büyümesi yaratacağını söyledi.

1 Nisan itibarıyla 5 trilyon 490 milyar TL olan toplam kredi hacminin bu yıl 6 trilyon TL'yi aşmasını beklediğini aktaran Bolgün, kredi artışına rağmen yatırımların 2021'ye kıyasla zayıflayacağını, üretim maliyetleri artışı kredi talebinin önde olduğunu vurguladı.

Maliyetlerle birlikte işletmelerin kullanması gereken para miktarının da nominal olarak arttığına işaret eden Evren Kırıkoğlu, bazı sektörlerde yatırım iştahı olsa da kredilerin büyük oranda işletme sermayesi için kullanıldığını vurguladı.

Bankalarda da kredi verme iştahının yüksek olduğunu vurgulayan Kırıkoğlu, vadede fonlama maliyeti ile kredi getirisi arasındaki farkın bankalar için de çok cazip olduğuna işaret etti.

Krediler bireysel tüketime veya dolarizasyon üzerinden kur geçişkenliğine sebep olmadığı sürece enflasyonu tetiklemeyeceğini ancak eğer bu krediler yatırım ve işletme sermayesi yerine enflasyon beklentisi ile gayrimenkul ve araba gibi varlık alımlarına kayıyorsa o zaman varlık enflasyonuna sebep olacağını belirten Kırıkoğlu, “O da günün sonunda algıyı ve alım gücünü yine daha olumsuz etkileyen bir faktör” dedi.

Bankaların net dönem kârı yılın ilk iki ayında yüzde 323’lük olağan dışı artışla 9,2 milyar TL’den 39 milyar TL’ye yükseldi.

Merkez Bankası'nın (TCMB) politika faizi yüzde 14, kur korumalı TL mevduatta faiz tavanı yüzde 17 iken kredi faizlerinin bu oranların çok üzerinde olması, bankaların kârlarını artırıyor.

Enflasyona endeksli Hazine tahvillerinden aldıkları faizlerin de enflasyonla birlikte artması da bankaların kârlarını artırıyor.

Etiketler : , ,
İlgili Haberler