Fed ve Brexit virajları öncesinde...

Enver ERKAN

Gözlerin küresel Merkez Bankaları’nın açıklamalarına çevrildiği bir periyodun içinde bulunmaktayız. Piyasalar açısından “oyunu değiştirebilecek” etkiye sahip olacak diğer gelişmeler de elbette bir belirsizliğe sürüklenmemize neden olmakta ve böyle bir dönem de risk iştahının azalmasına ve yatırım çevrelerinin hisse senedi ve para piyasası getirilerine güvenmemelerine yol açmaktadır.

Haziran ayı yurtiçi piyasalar ve Türk varlıkları için son derece hareketli geçecek ve pek tabii birçok küresel anlamda belirleyici etkisi olacak gelişmeyi de içerecek olması dolayısıyla da bir hayli riskli olacaktır. Özellikle Fed’in faiz kararı, 23 Haziran’da gerçekleşecek olan İngiltere AB referandumu ve 26 Haziran’daki İspanya erken genel seçimleri küresel risk iştahı üzerinde çok derin bir etkide bulunacaklar. Fed, İngiltere ve Japonya Merkez Bankası’nın toplantılarının yanı sıra ABD’nin enflasyon verilerini izliyor olacağız.

Bu akşam Fed’in faiz artırmasının zor olduğunu düşünüyoruz. Ancak Fed’in faiz artırımı yapıp yapmamasından çok politika açıklamasının içeriği önemli olacaktır. Temmuz ayında faiz artışının masada olacağına dair çok şahin bir sinyal de gelebilir. Bu da dolar endeksinin değerlenmeye devam etmesi demek olacaktır, içeride de Türk varlıklarına baskı yapabilir.

Yellen, faiz artırımının ekonomi izin verirse önümüzdeki aylarda olabileceğini söyledi, ancak Mayıs tarım dışı istihdam verisinin endişe verici olduğu cümlesini de metnine ekledi. Bu da faiz söyleminin yumuşaması demektir. Son gelişmeler ekonomistlerin Haziran faiz artırımı beklentisini neredeyse 0’a indirirken; Temmuz beklentileri de azalmıştır. Ancak Fed beklenti yönetimine devam eder ve her toplantıda; faiz artışı olmasa bile bir sonraki toplantıyı masada tutar. 15 Haziran’da da buna benzer bir açıklama bekliyorum. Ancak yaz aylarında faiz artışı gerçekleşmezse, bu iş belirttiğim şekilde yıl sonuna kadar da uzayabilir.

FOMC ve PPK birbirinin peşi sıra gerçekleşecektir. Bunların arasına Brexit referandumunu da koyduğumuzda otaya çok bilinmeyenli bir denklem çıkmaktadır. Bu konjonktürde Fed’in faiz artırımı yapmaması, TCMB’nin beklentilerin dışına çıkmayarak küçük oranda bir faiz indirimi yapması ve İngiltere’nin AB’de kalması piyasalar açısından en iyi senaryo olur.

Fed 2015 yılı boyunca beklenti ve algı yönetimi yaptı. Bana kalırsa yeniden benzer bir beklenti ve algı yönetimi yapılacak ve etkisi iyice nötrlenmeden bu faiz artışı yapılmayacak. Bu da Fed’in doların değerini istediği gibi yönetmesine imkan verecek. Çünkü birinci konu Fed olduğu sürece, söylem ve verilerin etkileri daha derinden hissediliyor. Cuma günü gelen istihdam verisinin doları zayıflatması veya daha önce gelen iyi verilerin güçlendirmesi gibi.

Nitekim eyalet Fed başkanlarının faiz artırımına destek veren her cümlesi de yine doların gücünü korumasına yardımcı olmıştu. Fed elinde böyle bir güç varken, gündemin en önündeki sırasını kaybetmek istemez. Doların gücü üzerinde de Çin’in veya başka bir faktörün belirleyici olmasını istemez. Doların aşırı değerlenmesinin Fed’in istemediği bir durum olduğunu biliyoruz, çünkü ihracatta zora düşecekler.

Geçen hafta Yellen açıklamalarından sonraki zamana yayılan süreçte dolar, Fed faiz artırım beklentilerinin hafiflemesi sonucunda zayıfladı ve dolar/TL’de de bunun etkilerini gördük. Ancak 2,90 aşağısındaki seyrin kalıcılaşmaması nedeniyle yukarı yönlü tepkilerin geldiğini; azalan risk iştahının da en başta gelişmekte olan ülke piyasalarını etkilemesi yüzünden yükseliş olduğunu gördük. Yellen’in şahin bir tutum takınması durumunda da 3 lira seviyesi üzerinde bir dolar/TL görmemiz sürpriz olmaz.

Fed eğer ki çekingen davranır ve bu işi yılın son bölümüne erteler görünürse, o zaman da gelişmekte olan ülke kurlarında 2-3 gün iş gününe yayılabilecek bir ralli olur ve sonrasında İngiltere’nin AB’deki geleceğini belirleyecek referanduma bakarız. İngiltere’nin AB’den çıkmasının önemli küresel ekonomik sonuçları olacaktır ve Euro’nun da muhtemelen zarar görecek olması, ihracatının yüzde 40’ından fazlasını Avrupa’ya yapan Türkiye’yi olumsuz etkileyecektir. Fed ve Brexit virajlarının sorunsuz dönülmesi gerekiyor ki, en azından yurtdışı bacağında rahatlayalım. Ancak uzun vadede politik ve jeopolitik stresin lira cinsinden varlıklara baskı yapma ihtimali es geçilmemelidir.