Hükümet Hürriyet'e saldırıyı kınadı

Hürriyet Gazetesi'ne 2 gün içinde gerçekleşen 2 saldırıya hükümet kanadından da sonunda kınama geldi

AK Parti Gençlik Kolları Başkanı ve İstanbul Milletvekili Abdurrahim Boynukalın'ın başını çektiği grubun Hürriyet Gazetesi'ne saldırmasının ardından Hükümet'ten açıklama geldi. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, ''Bu saldırıyı kınadığımızı en yüksek ortamda ifade etmek istiyorum'' dedi. Kurtulmuş, bir gazetecinin ''Olaylarda katılımı sabit olan AK Partili milletvekili var, kendisi için soruşturma başlatmayı düşünüyor musunuz?'' sorusuna da ''Bu partinin alacağı bir karardır. Parti nasıl karar alacak bunu göreceğiz'' yanıtını verdi.

Kurtulmuş, şunları söyledi:

Bu milletin varlığını korumak hepimizin görevidir. Onların fedakarca canlarını verdikleri bu uğurda vatanın dirliğini, birliğini korumak için hep beraber el ele vererek yolumuza devam edeceğiz. Hayatını kaybeden sivil vatandaşlarımız da var. Bunların içerisinde küçük çocuklar da var. Büyük bir kısmı da terör örgütünün öne sürdüğü kişilerden oluşan sivil kayıplarımız var. Bütün sivil vatandaşlarımıza da Allahtan rahmet diliyoruz.

BU ORTAMA GİRİLMESİNİ İSTEYEN NE HÜKÜMET NE DE DEVLET

Türkiye bir günde tesadüfen bu noktaya gelmedi. Önce şunu açıkça ifade etmek gerekirse, bu ortama girilmesini isteyen ne hükümet ne devlettir. Bilinçli şekilde ortaya koyan terör örgütüdür. Daha 11 Temmuz’da, Suruç katliamından evvel, Türkiye’de çatışmasızlık dönemini sona erdirdiğini açıklamış, üç gün sonra da yeniden çatışma ortamını başlattıklarını ilan ve ifade etmişlerdir. Sonra da 20 Temmuz’dan sonra da maalesef üç terör örgütünün birden, kumandaları kimlerin elindeyse, terör örgütleri ciddi bir terör faaliyetlerine başlamışlardır.

Bütün bunlar olurken ayan beyan açık şekilde olurken, bir takım kara propaganda merkezleri, kara propagandayı ortaya koymaya başladılar. Tek başına iktidar çıkmadığı için ya da seçim sonuçları istediği şekilde elde edilmediği için terörü başlattılar gibi bir iftirayı başlattılar. Bunların açık bir yalan iftira olduğunu milletimiz biliyor.

Ne tek başına iktidar, ne iktidar koltuğu, ne bir saniyelik iktidarlık bile bir insanın canından daha değerli değildir. Terörün her halükarda sona ermesi için mücadele ettik. Ama maalesef bu ortamı yeniden dirilten ne hükümetin ne devletin iradesidir. Bu çatışmasızlığı sona erdiren bizatihi terör örgütünün kendisidir. O terör örgütlerine emir verenlerdir.

BASIN ORGANLARINA YAPILAN SON DERECE ÇİRKİN SALDIRILARIN VARLIĞI HEPİMİZİ RAHATSIZ EDİYOR

Bizler insani yaşat ki devlet yaşasın felsefesiyle siyaset yaparız. Bizim için bir insanın canı, bir insanın kılı dünyadaki bütün iktidarlardan çok daha önemlidir. Bu terör ortamıyla birlikle maalesef istemediğimiz bir takım toplumsal olaylara da şahit oluyoruz. Basın organlarına saldırıları ifade etmek istiyorum. Son günlerde, bazı basın organlarına yapılan son derece çirkin saldırıların varlığı hepimizi rahatsız ediyoruz. Hükümet olarak bu olayların arkasındaki güçleri de gerçekten kınadığımızı ifade ediyoruz.

KABA KUVVETLE ORTAYA KOYAMAZLAR

Basın organlarının her birisi demokrasinin ayrılmaz parçalardır. Basın organlarının da sorumlu olmaları lazım. Söyledikleri her söze, her cümleye, her görüntüye dikkat etmeleri, eyvallah bunlar basın organlarının sorumluluğu altındadır. Bu yayınlar karşısında memnun olmayabiliriz, memnun olmayan insanlar olabilir. Ama kaba kuvvetle, bir takım saldırılarla ortaya koyamazlar. Bunu tasvip etmek mümkün değildir. Medyaya yapılan bu saldırıları kabul etmiyoruz, asla müsamaha etmeyeceğimizi, ilgililer için de soruşturma açılacağını ifade etmek istiyoruz.

Herhangi bir siyasi partinin mensubunu, işleri benimsemiyor olabiliriz. Bunlara tepki koyabiliriz. Demokratik usuller içerisinde dile getirmek hepimizin hakkıdır. Ama bunları yaparken, siyasi partilere zarar vermek, oy alarak parlamentoya giren partilere zarar vermek kabul edilebilecek şeyler değildir.

Bütün vatandaşlarımızı tepkilerini dile getirirken duyarlılık içinde hareket etmeye, herkesin hakkını hukukunu korumaya davet ediyorum.

BU OYUNA GELMEYECEĞİZ

Oyunu kuranların, bu ülkeyi bölüp parçalamak isteyenlerin en önemli argümanlarından birisi komşuyu komşuya, Türk'ü Kürde düşman kılmaktır. Bu oyuna gelmeyeceğiz. Bu memlekette yıllardır terörle mücadele veriyoruz. Kanunsuz bir takım işlerle mücadele ediyoruz. Bu toprakları bölüp parçalamak isteyenlerin temel amacı, bu memlekette insanların arasına nefret tohumları ekmektir.

DAİMA BARIŞ DİYECEĞİZ

Biz hep beraber birlikte barış içinde kardeşliğimizi koruyarak yolumuza devam edeceğiz. Bu topraklardan nice hainler geldi geçti. Nice örgütlü güçler gelip geçti. Bunların hepsi gelip geçecektir. Bu zor zamanları da atlatacağız. Birbirimize daha fazla kenetlenerek, terörün karşısında dimdik durarak, evet içimiz kan ağlayacak ama hep beraber dostumuzu düşmanımızı iyi bilerek yolumuza devam edeceğiz. Daima barış diyeceğiz, daima kardeşlik, demokrasi diyeceğiz.

BOŞUNA HAYAL KURMASINLAR

Türkiye asla demokrasi, barış, adalet ve karşılıklı saygıdan bu yoldan geri dönmeyecek. Ben bir kere daha 20 Temmuz’dan bu yana maalesef çok sayıda güvenlik kuvvetimizi kaybettik. Şehitlerimizi askerlerimizi ebediyete uğurladık. Bugün de şehit cenazelerimizi uğurlayacağız. Biz bu zor zamanları aşacağız. Birileri bu Türkiye’nin zor zamanları aşamayacağı, siyasi ve toplumsal bölünmelere gireceğini zannediyor olabilirler. Boşuna hayal kurmasınlar. Bu toprakların her yerinde hep beraber olarak dostça kardeşçe yaşayacağız. Şırnak’ta Hakkari’de İstanbul’da Konya’da 78 milyonun ortak vatanının şehirleri olarak kıyamete kadar yaşamaya devam edeceğiz.

TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SİLAHLI MAŞALARI TEMİZLENENE KADAR...

Terör örgütünün bu silahlı maşaları temizlenene kadar milletimiz sabır içerisinde güvenlik kuvvetlerine destek olacağız. Terör örgütünün oyunlarının boşa çıkarılacağını temenni ediyorum.

Şunu da ifade etmek istiyorum ki, kanunsuz eylem yapanların, teröre destek olanların karşısına sivil halkımız değil, onların hakkından gelecek olan güvenlik güçlerimizdir. Bir ülkede demokrasi kuralları içerisinde, kurallardan vazgeçmeden, asla 1990’lara geri dönmeden, inşallah bu işi en kısa zamanda bitireceğiz. Ben milletimize baş sağlığı diliyorum. Hep beraber durmaya davet ediyorum.