Yiğit Bulut, bankacılık krizini çözdü

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Bulut, son günlerde Avrupa bankacılık sektöründeki sıkıntıların kriz değil faizsiz bankacılığı geçiş sancıları olduğunu söyledi

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yiğit Bulut, TRT Haber TV'de yayınlanan, programda Avrupa'da bankacılık sektörünün zor günler geçirdiğini ve bunun sebebinin olası bir kriz değil, artık Avrupa'da yeni bir dönemin, yani faizsiz bir dönemin başlaması olduğunu söyledi.

Dow Jones'un iki günlük rakamları ve Avrupa'daki bankaların kritik durumları üzerinden piyasaya kriz havası pompalanmaya çalışıldığını, ancak bunun krize değil, faizsiz döneme işaret ettiğini vurguladı.

FED'in faiz artırımına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Bulut, faiz artırımı beklentilerinin Amerika'da artık iyice düştüğünü, FED'e tükürdüğünün yalatılacağı algısının yaygın olduğunu ifade ettti.

Bulut ayrıca Türk yatırımcısına müjdeli bir haber vererek, Avrupa'dan ucuza şirket satın alınabilecek dönemin yaklaştığını söyledi. Bunun sadece özel şirketlerin değil, kamu şirketlerinin de gündemine girmesi gerektiğinin altını çizerek, Avrupa şirketlerine mercek tutmanın vaktinin geldiğine işaret etti.

Yiğit Bulut şöyle konuştu:

Ben buraya gelirken radyoda ekonomiyle ilgili bazı yorumlar dinledim. Mesela "Dow Jones bugün yüzde 1 buçuk aşağıda, dün de yüzde 2 aşağıdaydı, şöyleydi, böyleydi..." diyorlar.

İKİ GÜNDÜR OLUMSUZLUK POMPALIYORLAR

Bu yorumlar doğru yorumlar değil. Ne kadar aşağı giderse gitsin, 16 binin üzerinde kapandığını görürsünüz. Bu rakamlara göre kimse "Dow endeksi düştü" diyemez. Ancak çok acemiler, bişey bilmeyenler, ve bunlar bir de kötü niyetlilerse, ancak böyle bir haber çıkar. "Bugün de endeks aşağı gitti, dünya piyasalarında satış, kriz, olumsuzluk sinyalleri devam ediyor..." derler.

İki gündür sürekli bunu pompalıyorlar. Bana Dow Jones grafiği şunu gösteriyor. Tam onların tabiriyle konuşacağım. O grafik, o endekslerin "oversold", yani aşırı satıldığını gösteriyor. Yani "aşırı satılmış bölge" ne demek? Amerika'ya, FED'e, faiz artırımına, Avrupa'ya, her şeye çok dikkatli bakarsanız, son üç gün içinde aslında bir "aşırı olumsuzluğun" dünyada pompalandığını görürsünüz.

İKİ HAFTADIR AYNI TEZİ ISRARLA SÖYLÜYORUM

Bakın ben geçen hafta ne dedim? Dolar 2.90 - 2.94 aralığına kadar çekilecek dedim. Bir önceki haftadan gelen tezimdi bu. Dolar 3.05'i test ederken, "3.05 - 3.07'yi yukarı kıramadığı sürece döneceği yer 2.90 - 2.94 aralığıdır" demiştim. İki haftadır aynı tezi ısrarla söylüyorum. İçeride birileri dolar üzerinde felaket senaryoları yazarken söylüyorum bunları. 2.90'ın da altını gördük. 2.88 - 2.94 aralığını gördük.

AVRUPA FAİZSİZ BİR DÖNEME GİRDİ

Bakın çok açık söylüyorum. Avrupa'da, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) faiz stratejisiyle ilgili olarak, bankaların kâr etmeyeceğine dair çok ciddi yeni bir tez var. Yani Avrupa bankalarının kârları düşecek. Çünkü Avrupa faizsiz bir döneme girdi.

Bunu çok dikkatli analiz ederseniz, Yunan ve İtalyan bankalarının ve bazı Alman bankalarının ciddi anlamda zorda olduğunu da görürsünüz. Yunanistan'da 1990'larda görülen fiyatlar şu anda görülüyor piyasalarda. İtalya'da ciddi anlamda bankalarda reel sıkıntı var. Dün Deutsche Bank yüzde 9 buçuk değer kaybetmişti. Sonra toparladı mı bakamadım. Bugün yine ciddi değer kayıpları oldu Avrupa Birliği ülkelerinde, endekslerde.

Ama bu şu demek değildir. Bu, 2007-2008 tipi bir bankacılık krizinin başlayacağı ve çürük enstrümanlara dayanan yapısal bir çöküşe gidileceği anlamına gelmez. Evet, Avrupa Birliği'nin sorunları var. Ben her zaman diyorum ki, yeni dünya düzeninde Avrupa Birliği diye bir güç merkezi olmayacak. Bunun şu anda ilk adımlarını görüyoruz. Reel olarak, finanasal olarak Avrupa'nın düştüğü zor durum.

FED DUVARA TOSLADI

Ama bir gerçek daha var ki, FED'in 0.25'lik artışına rağmen patinaj yapması. Bugün FED Amerika'da resmen patinaj yapıyor. Anket sonuçlarına bakarsanız, dünyada FED'in faiz artırabileceğine inananların sayısı yüzde 2'lere kadar düşmüş durumda.

Yani FED'in 2016'da 4 defa faiz artışı yapmayacağı herkes için neredeyse yüzde 100 oranında. 2 defa faiz artışı yapabileceği yüzde 50'nin altına düşmüş durumda. FED'in başladığı hızda devam edebileceğini düşünenlerin oranı ise yüzde 2'nin altına düşmüş durumda.

FED'E TÜKÜRDÜĞÜNÜ YALATACAKLAR

Dolayısyla FED duvara tosladı. FED 0.25'le kalktı ve duvara tosladı. Şimdi Amerika'da herkes şunu söylüyor: FED bu 0.25'i de geri almak zorunda kalır mı acaba? Veya biraz daha piyasa jargonuyla söyleyeyim: FED'e tükürdüğünü yalatacaklar. Bu kadar açık, net ve kesin.

FED'in faiz artışında duvara toslaması, Avrupa'nın ciddi anlamda faizsiz bir döneme doğru gitmeye başlaması, (-) faizlerin görülmesi, Japonya'da ciddi anlamda (-) faizin oluşması... Bütün bunlar dünyada faizsiz bir dönemin, yani büyüme odaklı bir dönemin oluşması gerektiğinin sinyallerini veriyor.

BU BİR KRİZ SİNYALİ DEĞİLDİR

Bu bir kriz sinyali değildir. Bakın tekrar ediyorum, parantez açarak söylüyorum. Avrupa Birliği bankalarında ciddi zorluklar var. Yunanistan'ın borçları ciddi anlamda sorun. İtalya'da ciddi anlamda sorunlar var. Ama zaten AB'de orta ve uzun vadede yapısal bir çöküşün olması kaçınılmaz. Çünkü yeni dünyanın güç merkezleri içinde Avrupa'nın herhangi bir şansı yok.

AVRUPA'DAN UCUZA ŞİRKET SATIN ALMA DÖNEMİ YAKLAŞIYOR

Bütün bunları dikkate aldığınız zaman;

1- FED'in faiz artışıyla birlikte Türkiye'nin ufalanması, parçalanması gerekmiyor, bunu her zaman konuşuyoruz. Tam tersi, Türkiye gibi hikayesi olan ülkelerin daha fazla şansı var.

2- Avrupa Birliği'nde özellikle bankalarda oluşacak sorunlar, evet bizi etkiler ama bir anlamda da Türkiye açısından Avrupa Birliği ülkelerinde şirket satın almak için önemli bir fırsattır.

Bakın altını çiziyorum. Erken söylenmiş fikirler yanlış anlaşılır ama ben bunu yine de söyleyeceğim. Nakti olan Türk şirketleri için Avrupa'da ucuza şirket alma dönemi yaklaşıyor. Herkes bunu bir fırsat olarak görsün.

Mesela bir telekom şirketi, bir havayolu şirketi, bir altyapı şirketi, bir mağazıcılık şirketi, bir teknoloji şirketi... Herkes Avrupa Birliği toprakları içinde hangi şirketleri alabileceğine dikkatli gözlerle bakmaya başlasın bence.

Buna kamu da dahil. Açıkça söylüyorum. Kamunun da bakması gerekiyor. Bizim neleri alabileceğimiz önemli.

THY GİBİ 9 ŞİRKETİMİZİN DAHA OLMASI GEREKİYOR

Biz 2 trilyon doların üzerine sadece matematiksel büyümeyle çıkamayız. Bizim THY gibi daha 9 şirketimiz olması lazım.

Ne dedi Sayın Cumhurbaşkanı? "10 büyük markamız olması lazım 2023 yılına kadar" dedi. Evet, bizim daha 9 markamız olması lazım. Ve bu markaların 30 ila 50 milyar dolar yıllık cirolarının olması lazım. 2023 hedefleri çerçevesinde konuşuyorum.

ARTIK VİYANA'YA GİTMEK GEREKMİYOR, VİYANA'DAN BANKA ALMAK GEREKİYOR AMA!

Ne alabiliriz? Her şirket buna bakmalı. Kamu şirketleri dahil. Sattığmız bankalardan hangilerini satarlar, hangilerini geri alırız? Hangileri tekrar Türk yatırımcısının eline geçer. Avrupa Birliği topraklarında başka bankalar alır mıyız, almaz mıyız?

Viyana'ya gitmek gerekmiyor artık. Ama Viyana'da banka almak gerekiyor. Dolayısıyla, Türk ekonomisinin Avrupa'ya göre daha sağlam olduğu bir dönemden geçtiğimizi ve Avrupa'ya göre daha sağlam bir geleceğin bizi beklediğini bilerek, Avrupa'da yaşanabilecekleri bir kriz tellallığı içinde değil, bir fırsat olarak algılamamız ve sorgulamammız gerekiyor.