Apple, son beş yılda borsadaki en iyi performans gösteren hisseler arasında yer aldı ve bu süreçte %160’tan fazla değer kazandı. Pazartesi günü piyasa değeri 3,1 trilyon doları aştı. Bu başarı, iPhone ve iPad gibi ürünlerle oluşturulan güçlü ekosisteme dayandı.
Ancak bu hakimiyetin sonsuza kadar süreceği garanti değil. Şirketin kıdemli yöneticilerinden Eddy Cue, yatırımcılara Apple hisselerini uzun vadeli portföylerinde tutma kararını yeniden değerlendirmeleri için önemli bir sinyal verdi.
Yapay zekâ sonrası dönemde iPhone’a ihtiyaç kalmayabilir
Teknolojinin hızla evrildiği bu çağda yapay zekâ, cihaz alışkanlıklarını da kökten değiştirme potansiyeli taşıyor. Eddy Cue, Google’a karşı açılan antitröst davasında yaptığı açıklamada, 10 yıl içinde insanların iPhone’a ihtiyaç duymayabileceğini ifade etti. Cue, AI destekli akıllı gözlükler gibi giyilebilir cihazların akıllı telefonların yerini alabileceğine dikkat çekti.
Bu durum teknoloji devi için hem yeni fırsatlar hem de ciddi tehditler anlamına geliyor. 2025’in ilk çeyreğinde 95,3 milyar dolar net satış yapan şirketin yaklaşık 46,8 milyar dolarlık kısmı iPhone gelirlerinden oluştu. Ancak iPhone satışları yalnızca %2 artarak zaten büyüme sıkıntısı yaşandığını ortaya koydu.
Uzun vadeli olarak iPhone’a olan talebin azalması, şirketin iş modeli açısından zorluk yaratabilir. Bu nedenle şirketin inovasyona odaklanarak yeni ürün kategorileri geliştirmesi kritik öneme sahip.
Apple AI rekabetinde geri mi kalıyor?
Yapay zekâ alanında diğer teknoloji devlerinin gerisinde kalan Apple, bu yıl piyasaya sürmeyi planladığı Apple Intelligence özelliklerini 2026’ya erteledi. E-postaları özetleyen bazı temel AI özellikleri aktif olsa da, Siri’nin çok adımlı görevleri yerine getirebilmesi gibi ileri düzey işlevler bir yıl daha kullanılamayacak.
Bu gecikmeler, Apple’ın AI yarışında rakiplerinin gerisinde kalmasına neden olabilir. Bugün birçok kullanıcı, karmaşık komutları yerine getirebilen gelişmiş yapay zekâ araçlarına erişim sağlayabiliyor. Bu fark zamanla daha da açılabilir.
AI alanında güvenlik ve gizliliği öncelik haline getirse de, Apple’ın gecikmeli hamleleri büyüme hedeflerini olumsuz etkileyebilir. iPhone satışlarındaki zayıflama, iPad ve hizmet aboneliklerini de olumsuz etkileyebilir.
Android cihazların dünya genelinde %71’in üzerinde pazar payına sahip olduğu düşünüldüğünde, iPhone’un statü sembolü olması Apple’a bir avantaj sağlasa da, gelecekte AI entegrasyonuna ayak uyduramaması halinde bu avantaj hızla kaybolabilir.
Hisseler uzun vadeli yatırım için hâlâ cazip mi?
Gelecek beş yıl içinde teknolojinin ne yönde ilerleyeceğini ve bunun Apple’ın iş modeline nasıl yansıyacağını öngörmek zor. Son on yılda şirketin inovasyon eksikliği göze çarpmış olsa da, bu durum hisseleri olumsuz etkilemedi. Fakat AI devrimi bu durumu değiştirebilir.
Yatırımcılar açısından henüz panik yapmaya gerek olmasa da, Eddy Cue’nun açıklamaları teknoloji devinin gelecekte iPhone’a ne kadar süre daha güvenebileceği sorusunu gündeme taşıdı. Bu, şirketin önünde duran en büyük stratejik belirsizliklerden biri olarak değerlendiriliyor.
Uzmanlara göre bu süreçte yatırımcılar, yalnızca Apple’a değil, AI gelişmelerinden daha hızlı faydalanabilecek teknoloji şirketlerine de dikkat etmeli. Uzun vadeli yatırım stratejilerinde çeşitlilik her zamankinden daha fazla önem kazanabilir.
