"Dünyaya baktığımız zaman, bize benzer ülkelerde yüzde 10-20 aralığında milli paraların değer kaybı var. Bunun muhtelif sebepleri var. Son dönemde yaşadığımız bu olumsuzluklar kesinlikle ekonomik olumsuzluklar değildir. Türkiye, dünyadaki bir çok güçlü ekonomiye baktığımız zaman, kamu maliyesi anlamında son derece güçlü, bir çoğundan da daha iyi. Bu bağlamda Türk Lirasının (TL) değer kaybetmesini ekonomik bir sonuç olarak görmüyoruz. Bunu psikolojik ve siyasi bir sonuç olarak görüyoruz. Siyasiden kastımız da spekülatif amaçlı görüyoruz. Spekülatif olarak siyasete yeltenmenin bir sonucu olarak görüyoruz. Kurun 2,20, 2,30 olmasını dış ticaret anlamında tehlikeli görmüyorum. Hatta bir nebze sağlıklı ve olumlu görüyorum. Bundan endişe edilecek bir şey görmüyorum. Yakın bir sürede hızlı yukarı çıkan ibrenin aşağı doğru bir düzeltme yapmasını ümit ediyorum."

Faiz artırımı kalıcı bir fatura olur

Merkez Bankası'nın faiz artırımına gitmesi yönündeki beklentisinin sorulması üzerine Zeybekci, "Merkez Bankasının faiz ile ilgili bir arttırıma gitmemesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü faiz artırımı sonuçlanmış bir adım olur ve bu da ekonomimize kalıcı bir fatura oluşturur. Şu andaki kur ekonomimize kalıcı bir fatura yapmıyor. Kalıcı faturanın hesabını ekonomistler ancak yıl sonunda çıkarabilirler. Bugün bir hesap çıkarmak varsayımlar üzerine olur" değerlendirmesinde bulundu.

"Döviz kurlarındaki hareketliliğin yabancı yatırımlar üzerindeki etkisi ne gibi etkisi olur?" şeklindeki bir soruyu da yanıtlayan Zeybekci, "Türkiye'deki siyasi ve ekonomik istikrar bu şekilde sağlam olduğu sürece TL'nin değer kaybetmesi, dövizin değerlenmesi yabancı yatırımı pozitif yönde etkiler diye düşünüyorum" ifadesini kullandı.