Kayseri Şeker halka arzla Türkiye'de bir ilki hedefliyor

Kayseri Şeker halka arzla Türkiye'de bir ilki hedefliyor

Halka arz çalışmalarını tamamlayan ve SPK'dan onay bekleyen Kayseri Şeker Borsa İstanbul'da bir ilke de imza atacak

A+A-

Halka arzda son aşamaya gelen Kayseri Şeker, Türkiye'de bir ilke imza atacak. Kayseri Şeker'in büyük ortağı konumundaki Kayseri Pancar Kooperatifi'nin Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay, ilk kez bir kooperatifin halka arz edildiğinin altını çizerek küresel bir şirket olmayı hedeflediklerin söyledi.

Hakan Güldağ ve Kenan Sözbir ile GONG programına katılan Akay, Kayseri Şeker'in halka arz hikayesi, şirketin hedefleri ve sektördeki son durum ile ilgili halka arz öncesi önemli açıklamalarda bulundu.

“İLK DEFA BİR KOOPERATİF HALKA ARZ OLUYOR”

Hakan Güldağ: Kayseri Şeker’in halka arzına nasıl karar verdiniz?

Hüseyin Akay: Kayseri Pancar Kooperatifi, Kayseri Şeker fabrikasının yüzde 58.6’lık hissesine sahip bir kuruluş. Kayseri Şeker Fabrikası 30 tane kurumsal ortağı olan üç tane şeker fabrikasıyla faaliyet yürüten Türkiye’deki şeker sektörü içerisinde yüzde 17’lik paya sahip olan bir kuruluş. Bizim kurumsal ortaklarımız arasında Türkiye Varlık Fonu (yüzde 11.07), Panko Birlik, Konya Şeker ve Amasya Şeker şirketleri var.

Bizim 10 yıllık görev süremiz içinde Kayseri Şeker adeta küllerinden yeniden doğdu, önemli bir üretim başarısı ortaya koydu. Çiftçisine en yüksek seviyede gelir sağlarken, şirket de gelir sağlamaya kar sağlamaya başladı. 1955’te kurulan şirket tarihinde ilk defa ortaklarına üç sene üst üste kar payı dağıttı. Bunun üzerine çiftçilerimiz "biz neden bu kar payından gelir sağlamıyoruz" diye sorular. Biz de Kayseri Şeker’e ortak olmadıklarını belirterek bu kardan faydalanamayacaklarını söyledik. Kayseri Şeker’e hissedar olursanız o zaman bu paydan faydalanabilirsiniz dedik.

Dünyada kooperatif kuruluşları nerdeyse üçüncü sektör olarak büyük bir performans ortaya koyuyor. Türkiye’de kooperatif kuruluşlarında maalesef yeterli bir gelişme sağlanamadı. Tarımsal amaçlı kooperatifler yeterince denetime tabii değil ve maalesef profesyonelce yönetilemiyor. O nedenle de sorunlarını çözemiyor. Keyfi yönetim sonucunda da hepsi adeta yardıma muhtaç durumunda kalıyor.

Bu sorunların çözülmesi güçlü bir denetim mekanizmasının oluşarak profesyonelce yönetimle olabiliyor . Biz bu sorunları gerekli makamlara aktardık ve bu adımımız sonucu yasal bir düzenleme yoluna gidildi. Kooperatifler halka açık şirket statüsüne kavuştu. Bu kanunla birlikte SPK da mevzuat düzenlemesi gerçekleştirdi. 2019 yılından itibaren halka açık şirketlerin uyması gereken hususlara biz de uymaya başladık ve bununla ilgili düzenlemeler yaptık.

Şirketi nasıl daha gerçek anlamda halka açarız diye çalışmalar yaptık ve sonuçları ortaklarımızla paylaştık. Ortakların rüçhan hakkı kısıtlanarak yapılacak bir sermaye artışı ve artış tutarının borsada işlem görmesi için gerekli işlemlerin yapılmasına karar verdik. Ortaklarımız da bunu kabul ettiler. Bunun üzerine Kayseri Şeker’in kayıtlı sermayesi 600 milyon TL’den 750 milyon TL’ye çıkarıldı ve kayıtlı sermaye sistemine geçildi. Bu artırılan 150 milyon liralık sermayenin 106 milyon lirası ödendi. Bütün hazırlıklarımızı tamamladık ve Sermaye Piyasası Kurulu'na (SPK) sunum yaptık. Şimdi SPK tarafından Kayseri Şeker’in halka arzının onaylanmasını bekliyoruz. İlk defa Türkiye’de şeker sektöründe faaliyet yürüten bir kooperatif kuruluşu böyle bir teşebbüsü gerçekleştirme noktasına geldi. Türkiye’deki şeker sektöründe faaliyet gösteren diğer şirketlere ve kooperatif kuruluşlarına örnek olacağımıza inanıyoruz. Biz küresel bir şirket olma iddiasındayız bunun zeminini hazırlıyoruz.

Hakan Güldağ: Halka arzla elde edilecek gelir nasıl kullanılacak?

Hüseyin Akay: Elde edeceğimiz gelir en başta şirkete finansal bir katkı sağlayacak. Şirketin öz kaynak yapısını güçlendirecek. Bu finansal giriş, şirketin bundan sonra geleceği ile ilgili önemli uygulamalara vesile olacaktır. Kayseri Şeker, kendisini sürekli geliştiren ve büyütmeye çalışan bir şirket. Bu sektörde büyüyebilmek için kota sahibi olmak lazım. Türkiye’de kota sahibi olmanın yolu fabrika almaktan geçiyor, Kayseri Şeker de üç sene önce bu başarıyı ortaya koydu. Sektörde güçlü kuruluşlara, Türk Şeker’in fonksiyonunu üstlenecek ve sektörü ayakta tutacak kuruluşlara ihtiyaç var. Bunun için de kooperatif kuruluşları bu işe aday. Biz de halka arzdan elde edilecek gelir ile ilgili yatırımları önceliklendireceğiz. Ayrıca finansal maliyetlerimiz azalacağı için şirket bundan da pozitif olarak etkilenecek. Bu şekilde hissedarımız kardan pay alma noktasında önemli bir avantaj elde edecektir. Bunun dışında organik gübre konusunda, tarımın sürdürülebilirliğine katkı amacıyla, adımlar atmak istiyoruz.

Hakan Güldağ: Gelir tahminlerinde artış ön görüyor musunuz?

Hüseyin Akay: Türkiye’de şeker sektörü 2001 yılında çıkarılan kanun çerçevesinde düzenleniyor. 2011 yılı öncesinde Türkiye’deki şeker fiyatları yurtdışındaki şeker fiyatlarının dolar bazında üç katı seviyesindeydi. 2009 yılında dünyadaki şeker fiyatları dört yüz doların altındayken Türkiye’deki şeker fiyatları bin üç yüz dolar seviyesindeydi. Bu 2018 özelleştirme işlemlerinden sonra bu durum dengelendi. Bu sene itibariyle Türkiye ve Avrupa’daki şeker fiyatları neredeyse eşit. Verimlilik düşük olunca çiftçinin korunabilmesi için şeker fiyatının mutlaka yükselmesi gerekiyor. Pancar fiyatının tekrar yükselmesi şeker fiyatlarının yükselmesiyle mümkün. Şeker sektörünün fiyat politikasının yeniden ele alınacağı bir zamandayız. Bu fiyat politikası sonucunda şeker fiyatlarının normal bir seviyeye yaklaşacağı kanaatindeyim. Bu da bizim gelirimizi normalleştirecek ve artıracak. Onun için yatırımcılarımızın mağdur olmayacağını söylüyoruz. Önümüzdeki düzenlemeler şeker sektöründe yeniden bir büyümeyi ortaya koyacak. Bundan da çiftçilerimiz, fabrikalarımız ve yatırımcılarımız faydalanacaktır.

Kenan Sözbir: Halka arz nasıl bir yöntemle gerçekleştirilecek, bu belli oldu mu? Özellikle nasıl bir tahsis yöntemi belirleyeceksiniz? Halka arzının sonucuyla ilgili tahmininiz nedir?

Hüseyin Akay: Son dönemde halka arz sayısında ciddi artış var. Kayseri Şeker bir seneyi aşkın bir zamandır halka arz ile ilgili çalışmalarına devam ediyor. Kayseri Şeker, borsada örneği olan bir kuruluş değil. Şeker sektöründen ilk defa bir halka arz gerçekleşecek. Kooperatif kuruluşu olması açısından da farklı bir durum arz ediyor Kayseri Şeker. Bu özellikleriyle nedeniyle arzın ilgiyle karşılanacağını düşünüyorum.

Halka arzlardaki yoğunlaşmanın bizim halka arzımızı olumsuz etkileyeceğini düşünmüyorum. Kayseri Şeker’in hesap dönemi de farklı, 31 Aralık değil 1 Mayıs - 30 Nisan arasında bir hesap dönemimiz var. Bu hesap döneminin farklılığı borsanın durağanlaştığı dönemde borsaya ivme kazandıracak bir özellik olabilir. Biz yöntem olarak mevcut ortakların kazanmasından ziyade şirketin öz kaynağının güçlenmesini önemsedik. Bu nedenle ortak satışı yöntemini değil sermaye artırımı ve ortakların rüçhan hakkının kısıtlanması ile halka arz yöntemini benimsedik. Şirketin güçlenmesi ve bu sayede değerinin artması ortakların elinde kalan hisselerinin de değerinin artmasına katkı sağlayacak. Yani ortaklarımız da tabiki bir avantaj kazanmış olacak.

Kenan Sözbir: Tahsis yöntemiyle ilgili bir netlik var mı, orantısal mı eşit mi dağıtacaksınız? Yabancı kurumsal ve bireysel yatırımcılara yönelik çalışmalarınız var mı?

Hüseyin Akay: Eşit dağıtım sistemine göre dağıtılacak. Yabancılarla ilgili çok büyük bir çalışma ortaya koymadık işin doğrusu. İlerleyen zaman içerisinde yabancıların hisselerimize ilgi duyacağına inanıyoruz. Birlikte çalıştığımız kurumlar içerisinde uluslararası kuruluşlar da var. Bu kuruluşlar Kayseri Şeker’i kendi firmaları nezdinde bulundukları ülkede duyuruyorlar. Kayseri Şeker’in ismini her platformda olumlu bir şekilde anıldığını biliyoruz. İlerleyen zaman içerisinde yüzde 15’lik pay içerisinden yabancıların da alım yapabileceğini düşünüyorum. Biz tahsis konusunu eşit bir şekilde yapılması konusunda değerlendirme yaptık.

“KAMUNUN MENFAATİ, ŞİRKETİN TOPLAM MENFAATİYLE MÜMKÜN OLABİLİR”

Kenan Sözbir: Kamu da sizin şirketinizde pay sahibi. Alınacak kararlarda “kamusal fayda” tercihi, şirketin karlılığı üzerinde baskı yaratacak bir faktör müdür?

Hüseyin Akay: Kayseri Şeker bir çiftçi kuruluşu. Bir çiftçi kuruluşu olarak bütün kararlarını alıyor ve uyguluyor. Çiftçilerin aleyhine bir durum söz konusu değil. Şeker fiyatını, pancar fiyatının önüne geçirecek bir anlayış içerisinde değiliz. Bu iş, çiftçiler olmadan yapılacak bir iş değil. Çiftçi odaklı çözümler üretilmesi lazım. Çiftçi üretimden uzaklaşırsa bir daha kimse çiftçiyi üretime döndüremez. Biz bunu korumak durumundayız. Kamu ortaklığımızın olması bizim aslında iyi özelliklerimizden bir tanesi. Buranın ne kadar geniş bir yelpazede ortaklığının olduğunun bir ifadesi. Farklı farklı noktalardan denetime tabi oluyoruz bu da keyfi bir uygulamanın önüne geçiyor. Kamunun menfaati şirketin toplam menfaati ile ancak mümkün olabilir. Kamu endeksli bir politika uygulanması söz konusu değil. Aksine kamuyu bilgilendirerek doğru politikaların uygulanması konusunda katkı sağlamaya çalışıyoruz.

Kenan Sözbir: Satın almada politikalarında yaptığınız değişiklikle şirket artık daha likit durumda. Alacakların vadesi düşürülürken borçların vadesi uzamış durumda. Bu da karlılığınızı artırıyor. Bu politika içinde bulunduğumuz döneme mi özgü bir durum mudur?

Hüseyin Akay: Kayseri Şeker yerine göre daha sıcak bir satış politikası izleyebilen bir şirket. Geçtiğimiz kampanya döneminde önemli bir uygulama gerçekleştirdik. Kampanya döneminde satılan örnek vermek gerekirse iki ton şekerden bir tonunu Kayseri Şeker satma başarısını gösterdi. Bu sıcak satış politikası sayesinde oldu. Uyguladığımız standart politikaları sebebiyle şirketler bizden şeker almak istiyor. Bunlar, zamanın şartlarına göre esnek davranma kabiliyetimizden kaynaklanan uygulamalar. Faizlerin yükseldiği ortamda sıcak satışlarla finans girişini sağlayıp o faiz yükünden kurtarmaya çalışıyoruz şirketi. İskontoların yüksek olduğu dönemde satışta frene basarak olumsuz etkiyi en aza indirgemeye çalışıyoruz. Bunlar önümüzdeki dönem içerisinde de sağlıklı bir şekilde devam edecek. Zamanın şartları neyi gerektiriyorsa ona uyum sağlamaya çalışıyoruz. Kamunun bir etkisi olsaydı belki bu kadar hızlı hareket etme imkanımız olmazdı. Kamudan olumsuz hiçbir etkilenmemiz söz konusu değil. Özel sektör anlayışıyla daha pratik çözümler üreten uygulamalar gerçekleştiriyoruz.

“TEMEL HEDEFİMİZ YERLİ VE MİLLİ PANCAR TOHUMU ÜRETMEK

Hakan Güldağ: Siz “sürdürülebilirlik ve akıllı tarım”a vurgu yapan şirketsiniz. Artık dijitalleşmeyle birlikte tarım da akıllı tarım tarafına yöneliyor. Halka arzdan elde edeceğiniz gelirin bir kısmını bu yönde Ar-Ge çalışmalarına aktaracak mısınız?

Hüseyin Akay: Kayseri Şeker sürdürülebilir ve modern tarım konusunda uygulamalar yapan bir şirket. Sektörde ilk Ar-Ge merkezi kuran şirket Kayseri Şeker’dir. Bu merkezi kurmamızdaki temel hedefimiz Türkiye için yerli ve milli pancar tohumunu geliştirmekti. Bu Türkiye açısından önemli bir ihtiyaç. Biz Avrupa’dan şeker oranı itibariyle pancarda yüzde on iki buçuk gerideyiz. Aynı tohumu ektiğimizde ton farkı da oluşuyor. Pancar maliyetleri sulama maliyetleri de artıyor. Bizim dünyayla aynı düzeyde rekabet edebilmemiz için kendi tohumumuzu üretmemiz gerekiyor. Önümüzdeki dört beş sene içerisinde bunu inşallah gerçekleştireceğiz. Bu şekilde sektör için devrim niteliğinde bir adım atmış olacağız. Bu çalışmalarımızı zaten sürdürdüğümüz için halka arzdan elde edeceğimiz kaynağın bir kısmı elbette Ar-Ge’ye ayrılabilir. Şirketin geleceği ve karlılığı açısından bu en önemli unsurlardan bir tanesidir.