'Kur yükselirken artan fiyatlar inerken de aynı hızla gerilemeli'

'Kur yükselirken artan fiyatlar inerken de aynı hızla gerilemeli'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomist ve akademisyenlerle sohbet toplantısı gerçekleştirdi.

A+A-

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomist ve akademisyenlerle sohbet toplantısı gerçekleştiriyor. Tİstanbul’daki Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde yapılan toplantı öncesi Erdoğan kısa bir konuşma gerçekleştirdi.

Konuşmada Erdoğan'ın öne çıkan ifadeleri şunlar oldu:

Mayıs 2013 faiz, yüzde 4,5'e kadar indirdiğimiz dönem, enflasyon 6,51'e kadar düştü. Arkadan Gezi olayları patladı. Bu manevramızı hazmedemeyen güçler bu adımı attılar. Burada bir konu daha var, biz göreve geldiğimizde IMF'ye olan borç 23,5 milyar dolardı. Mayıs 2013'te IMF'ye olan borcu bitirdik. IMF'ye borcumuz olmadığı gibi herhangi bir kontağımız da yok.

Nisan 2013'te, TCMB 'nin Döviz rezervi 135.243 milyar dolardı. Sonra bir iniş yaşandı en düşük nokta ise Eylül 2020'de 83.517 milyar dolar. Ondan sonra tekrar toparlanma dönemine geçtik. Bu toparlanmayla geldiğimiz nokta tekrar bugün itibariyle 115 milyar doların üzerindeyiz. Çok daha iyi bir konuma gelecek.

"Türkiye her alanda ihtiyacı olan altyapıya sahiptir"

Tüm veriler altyapının hazır olduğuna işaret ediyor. Amacımız bu güçlü altyapı üzerinde ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokmaktır. Küresel ekonominin iplerini ellerinde tutan ülkeler 2008 krizinden beri ciddi bir bocalama içindedir.

Gelişmiş ülkeler bir yandan kendi aralarında mücadele ederken diğer yandan da gelişmekte olan ülkelerin pastadan aldıkları payın artışını engellemenin peşinde. Pandemi bu tablonun net görülmesini sağladı. Salgınla daha da artan süren para arzı pek çok sorunu beraberinde getirdi.

Uzak Doğu ile Avrupa arasındaki en önemli üretim, lojistik insan gücü olduğumuz gerçeğini sadece biz değil herkes biliyor. Ekonomi politikasında tarihi bir değişim başlattık. Bu değişim uzunca bir süre devam etmektedir. Klasik ekonomi anlayışını yüksek faizle enflasyonu kontrol altında tutma anlayışını bir kenara bıraktık. Bunun yerine istihdam istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkeyi büyütme temelli bir ekonomi politikasına yöneldik. Böyle büyük bir değişim kolay olmuyor. Her şeyden önce bu tercihin beraberinde getirdiği pek çok risk ve soru işareti var.

Son 9 yıldır ülkemizin kesintisiz maruz kaldığı siyasi, sosyal, askeri tehditlerin içinde zaten bulunan ekonomik boyut 2018'den sonra ilk sıraya çıkmıştır. Türkiye'yi başka bir şekilde dize getiremeyeceklerini görenler tüm imkanlarını ekonomi alanlarına yöneltimiştir. Önümüzdeki fırsatlar öyle büyük ve tarihi ki bu riskleri göze almaya değdiğine inanıyoruz

"Fiyatlar aynı hızla inmeli"

Ekonomi politikasında tarihi bir değişim başlattık. Bu değişim yeni de başlamamıştır.

Yüksek faizle enflasyonu kontrol altında tutma anlayışını terk ettik.

Yatırım, ihracat, istihdam, cari fazla ile ekonomiyi büyütme yoluna gittik.

Dövizdeki dalgalanmayı faizleri yükselterek durdurmayı önerenlerin olduğu bir sır değil. Hatta kendi aramızda da böyle konuşan arkadaşlar oldu.

Açıkladığımız paket ile kurun üzerindeki köpüğün neredeyse bir günde ortadan kalktığını gördük.

Ekonomimizin üretim ve istihdam tarafında işler mükemmel gitmektedir.

Finans kısmındaki dengeyi oturttuğumuzda yaz aylarıyla birlikte ülkemizin başka bir ekonomik iklime girdiğini göreceğiz.

Milletime, sanayicilere ve esnaflara sesleniyorum. Günde birkaç kez fiyat etiketi değiştirenlerin millet adına takipçisi olacağız. Bu milleti sömürmeye kimsenin hakkı yok.

Dolar yükselirken fiyatları yükseltenlerin kur düşerken de aynı hızda fiyatları indirmesini bekliyoruz.

Fiyat indirimleri gerçekleşmezse, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile Ticaret Bakanlığımız bunun üzerine gidecekler.