Altın, ABD’nin gümrük tarifeleriyle ilgili politikalarında yaşanan çalkantılara ve küresel borsalardaki düşüşe rağmen yükselişini sürdürüyor. Cuma günü vadeli işlemlerde ons fiyatı %2,1 artışla 3.244,60 dolara çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.
Peki yükseliş daha ne zaman devam edecek? Yatırımcılar, pozisyon almak için geç mi kaldı? İşte çok sayıda uzmanın bu konudaki görüşleri…
Güven azalıyor, altın yükseliyor
GoldCore İngiltere Pazarlama Direktörü Jan Skoyles, yaptığı değerlendirmede bu seviyelerin yatırım için geç kalınmış bir nokta olmadığını söyledi. “Henüz başlangıç çizgisindeyiz” diyen Skoyles, mevcut fiyatların ardında daha büyük ekonomik sinyallerin yattığını ifade etti.
Skoyles, sarı metalin fiyatlarındaki bu artışın bir refah göstergesi olmadığını, aksine sistemsel sorunların işareti olduğunu belirtiyor. “İnsanların sistemlere duyduğu güvenin sarsıldığı zamanlarda fiyatı yükselir,” diyen Skoyles, bu hareketin daha büyük dalgaların başlangıcı olabileceğini söylüyor.
Başkan Trump’ın gümrük tarifelerine dair açıklamaları ve Çin’e yönelik artan vergi oranları sonrası piyasada satışlar artarken, sarı metal bu dönemde dahi güçlü duruşunu korudu. Aberdeen Investments’tan Robert Minter’a göre ise, kısa vadeli satışların ardından yeniden güvenli liman olarak konumlandı bile.
Dolar karşısında güvenli liman olmaya devam ediyor
Minter, kıymetli metalin hükümetlerden bağımsız yapısıyla “kimsenin borcu olmayan tek para birimi” olduğunu vurgulayarak bu durumun da onu, dalgalı siyasi ve ekonomik zeminlerde daha cazip hale getirdiğini belirtiyor.
Franklin Templeton’dan Dina Ting de bu görüşe katılıyor. “Altın, hükümet politikalarının geleneksel beklentilere uymadığı dönemlerde yatırımcılar için bir istikrar aracı haline gelir,” diyen Ting, merkez bankalarının rezervlerini dolar yerine altına kaydırmaya devam ettiğine de dikkat çekiyor.
Hollow Brook Wealth Management’tan Michael Meechan ise sarı metalin, geniş çaplı ticaret aksaklıkları karşısında bile değerini koruyabildiğini söyledi. “Trump’ın tarifeleri onu daha cazip hale getirdi,” dedi.
Uzun vadeli yatırımcı için hâlâ cazip
Skoyles, altın yatırımının kısa vadeli bir kâr elde etme aracı değil, uzun vadeli koruma sağlayan bir güvence olduğunu belirtti. “Altın sizi zengin etmeyebilir ama fakirleşmenizi engeller,” diyerek yatırımcıların bu bakış açısını benimsemesi gerektiğini ifade etti.
DWS’den Darwei Kung ise yatırımcıların portföylerinde altına %5 ila %10 oranında yer ayırmasını önerdi. Altın destekli borsa yatırım fonlarının (ETF) fiziksel saklama yükü olmadan yatırımcıya uygun maliyetli bir alternatif sunduğunu söyledi.
Bu hareket sadece bir ralli değil, kırılma
Skoyles, fiyatlardaki bu yükselişi “sadece bir ralli değil, yapısal bir kırılma” olarak gördüğü değerlendirmesinde, COVID döneminde 2.000 dolar seviyesinin geçilmesinin ardından bu tür fiyat sıçramalarının sistemik stresin göstergesi olduğunu söyledi.
2025’te sadece 210 gün içinde 500 dolarlık bir sıçrama yaşayan altın, önceki dönemlerde bu artışı sağlamak için binlerce güne ihtiyaç duymuştu. Skoyles, “Hareket daha yeni başlıyor. Altın, içinde bulunduğumuz dünya için şimdi daha önemli hale geldi,” dedi.