ABD'nin en büyük bankası JP Morgan, bu yılın ikinci çeyreğindeki kârının bir önceki seneye kıyasla yüzde 28 düştüğünü açıkladı. JP Morgan beklentilerin üstünde bir kâr düşüşü açıklasa da ABD'de resesyonun yaklaştığına dair çok az işaret gördüğünü söyledi.

Yatırım bankasına göre esas problem hem piyasaların hem de bir bütün olarak ekonominin üstündeki belirsizlik.

The Wall Street Journal'ın haberine göre New York merkezli banka, müşterilerin artan enflasyona rağmen harcama yapmaya, işletmelerin borçlanmaya devam ettiğini ve kredi kayıplarının neredeyse hiç olmadığını söyledi.

Ancak bankanın üst düzey yöneticileri, belirsizliğin normalden daha fazla hissedilmeye devam ettiğini, bunun da birleşmeler ve satın almalar gibi büyük kurumsal faaliyetleri aşağı çektiğini dile getirdi. Yetkililer söz konusu durum nedeniyle gelecekteki olası kredi zararları için bankanın daha fazla fon ayırdığını belirtti.

Sözcü'nün haberine göre söz konusu bankanın hazırladığı raporda, bu yıl piyasalar ve ABD ekonomisindeki belirgin gerilimlere yer verildi. İşsizliğin düşük bir düzeyde olduğu ve pek çok tüketicinin harcama düzeyini sürdürdüğü belirtildi.

Bununla birlikte geniş çaplı satışlar olmasına rağmen pek çok piyasada fiyat belirlemenin gergin vaziyetini sürdürdüğü ifade edildi. ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artıracağına ilişkin beklentinin yatırımcıların, hisse senetlerinden ve diğer riskli varlıklardan çekilmesini teşvik ettiği vurgulandı.

JP Morgan hisseleri perşembe yüzde 3,5 düştü ve Dow Jones sanayi endeksi yüzde 0,5 geriledi. Morgan Stanley hisseleriyse dün yüzde 0,4 değer kaybetti.

JP Morgan'ın performansı ABD ekonomisinin bütününe yönelik bir barometre olarak değerlendiriliyor. Bankanın perşembe yayımlanan ikinci çeyrek sonuçları bu açıdan ekonominin gerilemeye doğru ilerleyip ilerlemediği konusunda çok fazla netlik sağlamadı.

JP Morgan'ın CEO'su Jamie Dimon perşembe yaptığı açıklamada, “Şu anki haberler aslında epey iyi. İleriye dönük olası sorunların listesini yaptığınızda yumuşak veya sert bir iniş olabilir” dedi.

Dimon aylardır benzeri görülmemiş faktörlerin bir araya gelmesinin ekonomiye zarar verebileceği konusunda yaptığı uyarılarla gündeme gelmişti.

Fed, 40 yılın en yüksek seviyelerine ulaşan enflasyonla mücadele etmek için agresif bir şekilde faiz oranlarını yükseltmeye hazırlanıyor. Yatırımcılarsa artan fiyatları frenlemek için Fed'in ekonomiyi resesyona sokmak zorunda kalacağından giderek daha fazla endişe ediyor.

Ancak tüketiciler her ne kadar endişeli olduklarını söylese de işe alımların güçlü biçimde devam etmesi, ücret artışları ve pandemi döneminde uygulanan teşvik paketlerinin kalıcı etkileri sayesinde harcama yapmaya devam ediyorlar.

JP Morgan'ın JFO'su Jeremy Barnum, “Doğrusu şu ki gerçek verilere ve sonuçlara çok dikkatli baktık ve esasen gerçek sonuçlarda herhangi bir zayıflık olduğuna dair kanıt yok” dedi.

Barnum, problemin ekonomik görünümle ilgili olduğunu söyledi.

ABD'nin ikinci büyük bankası Morgan Stanley'nin yöneticileri de perşembe bankanın ikinci çeyrek sonuçlarındaki belirsizliği vurguladı.

Morgan Stanley'nin CEO'su James Gorman, enflasyon ve jeopolitik kargaşanın etkilerine atıfla, mevcut durumu “karmaşık” kelimesiyle açıklayabileceğini söyledi. Ancak Gorman yine de vaziyetin 2008'deki kadar karmaşık olmadığını ekledi.

JP Morgan'ın kârı bu yıl 8,65 milyar dolara düştü, geçen yıl bu meblağ 11,95 milyar dolardı. Morgan Stanley'nin kârı da yüzde 29 azalarak 2,5 milyar dolara geriledi.

JP Morgan'ın yılın ikinci çeyreğindeki geliri geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 1 artarken Morgan Stanley'nin gelirinde yüzde 11'lik düşüş söz konusu.

Sermayesini kuvvetlendirmek isteyen JP Morgan hisse senedi geri alımlarını geçici olarak askıya aldığını da açıkladı. Geçen ayki yıllık stres testleri, en büyük bankaların şiddetli bir ekonomik durgunluktan sağ çıkabileceğini gösterse de bankaların performansları daha fazla rezerv tutmaları gerektiği anlamına geliyordu.

Öte yandan JP Morgan'ın sağladığı Chase kredi kartlarıyla yapılan harcamalarda bir yıl öncesine göre yüzde 21 ve ilk çeyreğe göre yüzde 15 artış gözlendi. Bu büyüme, seyahat ve yemek harcamalarını içeriyor. Yöneticiler bunun enflasyonun fazla bir etkisi olmadığının kanıtı gibi göründüğünü söyledi.

Chase müşterileri halihazırda daha fazla kredi kartı borcuna sahip olsa da yetkililer çoğu müşterinin pandemi öncesine göre daha yüksek nakit bakiyesine sahip olduğunu söyledi.

Varlıklı müşterilerin borsa düşerken bile borçlanmaya ve yatırım yapmaya devam ettiği ifade edildi. Ancak konut ve otomobil kredisi gibi pahalı tüketici kredilerinde yüzde 40'ın üstünde azalma var.

JP Morgan'ın CFO'su Barnum, muhtemel endişe kaynağı olan tek noktanın nakit tamponlarını biraz daha hızlı harcamaya başlayan düşük gelirli müşteriler olduğunu söyledi. Barnum, kredi notu düşük tüketicilerin borçların gerisinde kalmaya başladığına dair kanıtlar olduğunu da dile getirdi.

Bununla birlikte büyük müşteriler geleceğe yönelik daha temkinli davranıyor. Yatırım bankacılığı ücretleri JP Morgan'da yüzde 54, Morgan Stanley'de yüzde 55 düştü. Söz konusu durum kurumsal anlaşmalar ve hisse senedi satışlarında yavaşlama olduğunu gösteriyor.