Kılıçdaroğlu'dan iktidara dokunulmazlık resti

Kılıçdaroğlu'dan iktidara dokunulmazlık resti

Kılıçdaroğlu: Eğer benim dokunulmazlığımı kaldırmazsanız namertsiniz, vatan hainisiniz

A+A-

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Açıklama yapmışlar, 'Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığını inşallah kaldıracağız' diye. Eğer benim dokunulmazlığımı kaldırmazsanız namertsiniz, vatan hainisiniz. Sizden mi korkacağım ben. Söyledim, yine söylüyorum. Bir canım var devletime, vatanıma, bayrağıma feda olsun. Sizden asla ve asla korkmayacağız." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, bütün dünyanın kovid-19 salgınını yaşadığını hatırlattı.

"5 tane maskeyi dağıtmaktan aciz olan bir hükümet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sorunlarını çözebilir mi?" değerlendirmesinde bulunan Kılıçdaroğlu, "maske dağıtmaktan aciz bir iktidarın" sorunları çözeceğini söylediğini, adalette, ekonomide reform yapacağını açıkladığını bildirdi. Kılıçdaroğlu, "Yapamazsın kardeşim. Sende böyle bir irade yok. Söz var o kadar. İrade yok." diye konuştu.

Salgına karşı 20.00-10.00 arasında uygulanan sokağa kısıtlamasına yönelik eleştiride bulunan Kılıçdaroğlu, "Herkes gece uyuyor, kovid sokaklarda geziyor, kimse olmadığı için de bulaşmıyor. Herhalde öyle. Kovidi terbiye ettiler. Bütün dünya bize gülüyor. Önlem böyle mi alınır?" ifadelerini kullandı.

Bilim Kurulu'nu da eleştiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Kardeşim siz bir sürü okumuş yazmış, akademik kadro içinde bulunan profesörlersiniz. Göreviniz bu. Aranızda bir sözcü seçip, 'kovid konusunda şu önlemler alınmalıdır' demediniz, diyemediniz. Siyasi iktidar size izin vermedi. Vermediyse sizin ne işiniz var orada. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni dünyada alay konusu yapmaya sizin hakkınız var mı? Bir sözcü seçemediniz aranızdan. Efendim 'biz söylüyoruz onlar yapmıyorlar' Onlar yapmıyorlarsa senin orada ne işin var. Eğer cümleye 'Sayın Cumhurbaşkanımızın talimati ile...' diye başlıyorsa orada bilim olur mu? Orada önlem olur mu? Erdoğan Bilim Kurulu üyesi mi, sağlık alanında mı çalıştı, profesör mü? Halk sağlığını mı biliyor? Nedir Allah aşkına? 'Biz söylüyoruz yapmıyorlar' Yapmıyorlarsa ayrılacaksın kardeşim. 'Ben düşüncemi söylüyorum, biz düşüncemizi söylüyoruz, bunlar uymuyorlar' diyeceksin."

Salgınla ilgili en başından beri neler yapılması gerektiğine dair konuştuklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, o süreçte de hükümeti eleştirmediklerini belirtti.

Kılıçdaroğlu, diğer devletlerin, esnaf dükkanını kapatırken kirasını, işçinin ücretini ödediğini iddia ederek, "40 yıl vergi ödeyecek, 40 gün bakamayacak. O zaman soracaksın 'bu paralar nereye gitti' diye." dedi.

Salgınla alakalı rakamların açıklanmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Gerçek ölüm rakamları açıklanırsa devletin itibarı sarsılırmış. Yalan söyleyen devletin itibarı olur mu? Siz devlete yalan söyletiyorsunuz. Devlet yalan söylemez. Rakamı açıklamazsınız, 'açıklamıyoruz' dersiniz tamam. Bunun bir anlamı var. Gerçek ölümleri gizleyip göstermelik rakamları açıklarsanız dünya size inanmıyor, güvenmiyor. Bunlar yanlış." değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, salgında dükkan kapatılması gerekiyorsa kapatılacağını ancak kirasının, çalışan ücretlerinin sosyal devlet tarafından karşılanması gerektiğini aktardı.

Esnafın hakkını, hukukunu savunacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Sana sahip çıkmayana sandıkta sahip çıkmayacaksın." dedi.

"Faiz lobileri kazandı"

Ülkenin de kötü yönetildiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "Nasıl okullarda deneme ve sınamayla çocukları yetiştiriyorlarsa ekonomiyi de deneme ve sınamayla götürüyorlar." diye konuştu.

Faiz lobilerinin isteği yerine getirilerek Merkez Bankası'nın faiz yükselteceğini daha önce söylediğini belirten Kılıçdaroğlu, bunun olduğunu ve faiz lobilerinin kazandığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, enflasyonun sebebinin yüksek faiz olduğunun söylendiğini buna rağmen neden faiz artırımı yapıldığını sordu. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Erdoğan 21 Ekim 2018'de 'şahlanış döneminin arifesindeyiz' diyor. 16 Ocak 2020'de 'şahlanış döneminin kapılarını açıyoruz'. 18 Kasım 2020, yani çok yeni. 'Ülkemiz şahlanış dönemine giriyor'. Dolar şahlandı. Biz sanıyorduk ki bizim için, vatandaş için söylüyor, meğer tefeciler için söylüyormuş 'şahlanış dönemine gireceğiz' diye. Girdin, faiz arttı. Faiz şaha kalktı. Bütün bunların tamamı devletin yönetilmediğini gösteriyor. Biz sanıyoruz ki sadece Merkez Bankasının faizi arttı. Kimseye çaktırmadan bir karar daha aldılar. Kredi kartlarına uygulanan faizi de arttırdılar. 1 Kasım 2020'den geçerli olmak üzere aylık faiz oranını 1.25'ten 1.46'ya, aylık gecikme zammını da 1.55'ten 1.76'ya çıkardılar. Kredi kartını kim kullanır, Erdoğan mı, hayır. Parası olanlar mı? Onların her tarafı dolar fışkırıyor. Öğretmen, memur, esnaf, vatandaş kullanır. Onlara da faiz getirdiler. Peki bankaların zararı kapansın diye mi faizi yükselttiler. Hayır.

Baktık, Ocak-Eylül döneminde geçen yıl bankaların karı 35.9 milyar lira. Bu yıl bankaların karı aynı dönemde 46 milyar liraya çıkmış. Niye faiz arttırıyorsun. Çünkü faiz lobilerinin önünde diz çökmek zorunda kaldı. Ne demiştim, 'Bunların iradeleri ipotek altındadır. Bunlar bağımsız düşünemez ve bağımsız hareket edemezler.' Türkiye'yi getirdikleri nokta maalesef budur."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sorular yönelten Kılıçdaroğlu, "Faizleri arttıracaktın, 128 milyar doları niye sattın, kime sattın?" dedi.

Döviz artmasın diye 128 milyar dolar satıldığını ancak bunu manavın, kasabın, pazarcının, taksicinin, işsizin almadığını belirten Kılıçdaroğlu, bu paranın kime satıldığını sordu.

"Eğer faizi artırıcak idiysen neden Merkez Bankası Başkanı'nı bir sürü hakaretler yaparak görevden aldın?" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"20 gün önce diyordun ki 'ekonomi pik yaptı', şimdi ekonomi dip yatı. Peki acı reçete noktasına nasıl geldin sen. Vatandaşa dönüp 'acı reçeteyi uygulayacağız' diyorsun. Neden? 20 gün önce diyordu ki 'biz faiz baronlarına karşı kurtuluş mücadalesi veriyoruz'. Şimdi diz çöktün nedamet getirdin. Neden? Ne oldu 20 günde? Hala diyorsun ki 'faiz sebep, enflasyon sonuç'. Öyleyse enflasyonu azdırmak için faizleri neden yükselttin? Hala diyor ki 'faizleri hiç olmazsa enflasyon kadar arttırma zorunluluğu var'. Enflasyonu TÜİK açıkladı yüzde 12, sen faizleri yaptın 15. Niye daha fazla yaptın? Ne dedik; Türkiye yönetilmiyor. 5 maskeyi dağıtmaktan aciz olan iktidar, Türkiye'yi yönetemez. Geldiğimiz nokta budur."

Birilerine kesenin açık olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, Süper Lig maçlarının gösterimi için Katarlı bir firmayla anlaşıldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, kurda artış olunca Katarlı firmanın, "Ben para ödemem" dediğini iddia ederek, sözlerine şöyle devam etti:

"Hükümet oturdu bununla masaya. '500 milyon doların 90 milyon dolarını' siliyorum dedi. İşçiye, esnafa, kahveciye, berbere, dükkanı kapanan ve orada çalışan işsize vermiyor ama Katar şirketine veriyor. Sadece bu mu? Bir de dedi ki 'Bu dolar ne olur ne olmaz çok yükselir. Sabit tutalım. 5.80 lira' Yani Türk Lirasına çevirdiler. Bu Katarlıların ne işleri var burada. Ne dostlukları var bunların. Esnafına, memuruna, çiftçine, emekline vermezsin, ama gelince bir kalemde 90 milyon dolardan vazgeçersin, aynı zamanda 5.80 Türk Lirasına dönüştürürsün. Ama köprüden geçen, uçağa binen... Onlara dokunmuyorsun, dolar arttıkça o paralar gidiyor, ödeniyor. Neden? Bu soruların cevabını geçmiş seçimde AK Parti'ye oy veren vatandaşlardan bekliyorum. Cevabını veremezsin biliyorum ama kendi vicdanında bunu sorgulaman lazım."

"Devletin zararı ne kadar?"

"Para yok" denildiğini ancak paranın olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, bu yıl Ekim ayının sonuna kadar iktidarın kullandığı para miktarını tek tek çıkardığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"655 milyar lira vergi aldınız vatandaştan. Yurt dışından 46 milyar lira borç para alıyorlar. Yurt içinden 419 milyar lira borç para alıyorlar, tefecilerden. Merkez Bankası'nın karı vardı onu transfer ettiler 44 milyar lira. Ayrıca açıktan para bastılar, karşılıksız 59 milyar lira. Merkez Bankası'nın kasasında olup 10 ay içinde sattıkları döviz vardı 666 milyar 474 milyon lira. Toplam, 1 trilyon 891 bin 790 milyar lirayı kullandılar. Bu para nereye gitti, nereye kullandılar?"

Paranın pandemi sürecinde esnafa, memura, emekliye, çiftçiye gitmediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, 6 milyar 310 milyon lira karşılıksız yardım yapıldığını bildirdi. Kılıçdaroğlu, vatandaştan da 2 milyar 38 milyon toplandığını, bununla toplam karşılıksız ödenen tutarın 8 milyar ettiğini öne sürdü.

Faiz lobilerine ise 119 milyar 581 milyon liranın 10 ayda ödendiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Peki bu arada köprüden geçti, garanti verdiler. Onlara ne kadar? 13 milyar lira. Beşli çeteye ödenen de 13 milyar lira. Ne oluyor? 'Türkiye çok hızlı büyüyor, çok hızlı kalkınıyor, batı denen meret bizi çok kıskanıyor.'" dedi.

Kılıçdaroğlu, çarenin de askıda ekmek ile "acı reçete" olduğunun söylendiğini iddia ederek, bir de etsiz köfte tarifinin vatandaşa verildiğini söyledi.

Devletin zararının ne kadar olduğunu grup başkanvekillerinin araştırma önergesiyle TBMM'ye vermelerini isteyen Kılıçdaroğlu, bunu sormak gerektiğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bir siyasi iktidar 18 yıl sonra 'adalette reform, ekonomide reform yapacağım' diyorsa '18 yılda bu ülkeyi batırdım, şimdi düzeltmek istiyorum' demek istiyordur. Bu bir itiraftır. 18 yılda batıranlar öyle ekonomide reform, adalette reform yapamazlar. Bunları yapamazlar, böyle bir iradeleri yok. Çünkü onların iradeleri ipotek altındadır. Türkiye'yi aydınlığa çıkaracak olanlar, iradeleri ipotek altında olmayan siyasi partilerdir. Konuşuyoruz, anlatıyoruz. Açıklama yapmışlar, 'Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığını inşallah kaldıracağız' diye. Eğer benim dokunulmazlığımı kaldırmazsanız namertsiniz, vatan hainisiniz. Sizden mi korkacağım ben? Söyledim yine söylüyorum. Bir canım var devletime, vatanıma, bayrağıma feda olsun. Sizden asla ve asla korkmayacağız."

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar; inançlara saldırı içeren ve doğru imla kuralları ile yazılmamış,ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.