Tether, 72,5 milyar dolarlık ABD Hazine tahvili tutuyor

Tether, 72,5 milyar dolarlık ABD Hazine tahvili tutuyor

Tether'in ABD hazine tahvillerinde doğrudan, dolaylı veya ters repo teminatı olarak 72,5 milyar doların üzerinde varlığı bulunuyor.

A+A-

Tether’den yapılan basın açıklamasına göre Tether, gelişmekte olan piyasalar ve kripto piyasalarındaki küresel USD talebi nedeniyle yakın zamanda ABD Hazine tahvillerinin ilk 22 alıcısı arasında yer aldı. BDO tarafından yapılan en son tasdike göre Tether, ABD hazine tahvillerinde doğrudan, dolaylı veya Ters repo teminatı olarak 72,5 milyar doların üzerinde varlığı bulunuyor. Şirket bu tutarla Meksika, İspanya ve BAE gibi ülkelerin önünde yer alıyor.

Açıklamada Tether'in ABD Hazine tahvillerini satın alma yeteneğinin dünya çapında daha fazla insanın dolara erişmek için ABD Hazine tahvillerini kullanması nedeniyle hızla büyüme potansiyeli taşıdığı ifade edildi. Şirket zaten geçtiğimiz yıl önce USD?'nin dolar talebini hazine tahvillerine dönüştürerek küresel dolar talebini karşılama konusundaki rol oynayabileceğini açıklamıştı.

Ayrıca Tether, kripto piyasalarının başarısı konusunda ABD'ye bir alım seçeneği de sunuyor. Kripto, küresel bir finansal sistem olarak başarılı olursa, USD'ye olan talebin katlanarak artması çok muhtemel. Bu durumun da ABD Hazinesinin Tether alımlarında keskin bir artışa neden olacağı söylenebilir.

Bu faktörler, Tether'i mevcut hazine alıcıları arasında nispeten benzersiz ve önemli bir ABD Hazine tahvili alıcısı haline getiriyor. Tether, ABD dolarının küresel çaptaki rolünü güçlendirirken benzersiz bir hazine talebi kaynağı üretebiliyor. Yabancıların hazine tahvili alımları azalırken ve ABD borçlanmalarının artması beklenirken, Tether ABD'nin ve küresel finansal istikrarın desteklenmesine yardımcı oluyor.

2020 itibarıyla Fed, dolaşımdaki her 2 hazine bonosundan yaklaşık 1'ine sahipti

ABD hazine tahvilleri dünya çapındaki sermaye piyasalarını destekleyen küresel rezerv varlıkları olarak işlev görüyor. Tüm ülkelerin, bilançolarının bir parçası olarak ABD Hazine tahvillerini ellerinde tutmasından dolayı ABD Hazine tahvillerindeki yabancı mülkiyeti, halka açık ABD Hazine tahvillerinin kabaca yarısına tekabül ediyor. 'Halka açık' kısmın diğer yarısı özel yatırımcıların elindeyken, toplam ödenmemiş hazinelerin geri kalanını ise Fed elinde tutuyor.

ABD para politikası hedefine göre yeni basılan paranın piyasaya enjekte edilmesi gerektiğinde Fed tarafından hazine tahvilleri satın alınıyor, dolaşımdaki para arzının aşırı yüksek görüldüğü durumlarda ise satılıyor.

2020 itibarıyla Fed, dolaşımdaki her 2 hazine bonosundan yaklaşık 1'ine sahipti. Bu durum da ABD'nin özel yatırımcılar aracılığıyla doğal talep almak yerine, kendi açığını finanse etmek zorunda kaldığı bir senaryoyu temsil ediyor.

Hazine tahvillerine yönelik dış talep azalıyor

ABD Hazine tahvillerine yönelik dış talep, 2008 mali krizinden sonra bile tarihsel olarak güçlüydü ve artıyordu. Yabancı yatırımcılar takip eden 6 yıl içerisinde ABD borçlarını ikiye katladı. Ancak 2016 yılı itibarıyla bu eğilim yavaşladı ve hatta önemli ölçüde tersine döndü.

2016'dan bu yana ABD borcunun toplam yabancı sahipliği yalnızca yüzde 14 artarken, aynı dönemde toplam ABD borcu yüzde 40 arttı. Bir diğer bakışla, yabancı uluslar 2016 yılında ABD borçlarının yüzde 32'sine sahipken, bu oran 2023 yılında yüzde 22'ye düştü.

Çin, ABD hazine tahvillerini satıyor

Bir dönem Çin, tek başına 1,3 trilyon dolarlık ABD borcuna sahipti. Bu rakam o dönemde Çin'in tüm ABD borcunun yaklaşık yüzde 10'una sahip olduğunu gösteriyordu. Ancak Çin, 2013'ten bu yana ABD hazine riskini, ciddi bir şekilde satıyor. Şu anda, ABD borcunun toplam miktarı önemli ölçüde artmasına rağmen, son 14 yılın en düşük ABD borcunu elinde tutuyor.

ABD'nin borç ihracı artacak

Bu dinamiğe ek olarak, ABD'nin borçlanma ve ihraçlarının önümüzdeki on yılda artış göstereceği öngörülüyor. ABD'nin giderek artan yetki yükümlülüklerini finanse etmesi gerekirken, sanayinin yeniden desteklenmesi ve yeşil enerji altyapısına yapılan büyük yatırımlar için ödeme yapmak istiyor. Bu hedeflerin hiçbiri borçlanmanın artması olmadan mümkün değil.

İlgili Haberler