S&P 500 son iki yılda neredeyse bir teknoloji endeksine dönüştü. Piyasadaki getirinin büyük kısmı Nvidia, Microsoft, Apple, Amazon ve birkaç dev şirketin elinde toplanmış durumda. Bu devler ise tüm enerjilerini ve paralarını yapay zeka altyapısına akıtıyor.
Piyasada şu anda yapay zekanın yeni ekonomik sürecin lokomotifi olacağına dair dev bir inanç var. Bu beklenti gerçekleşirse teknoloji rallisi devam edecek; gerçekleşmezse son yılların en sert düzeltmesi gündeme girebilir. Çünkü para tek bir yöne, tek bir hikayeye akıyor gibi görünüyor.
Bu gerilim ortamının ortasında Amazon’un OpenAI ile yaptığı 38 milyar dolarlık anlaşma, tansiyonu bir kez daha yükseltti. OpenAI artık sadece Microsoft’un bulutuna değil, Amazon’un dev altyapısına da yaslanacak.
Bu, şirketin olası bir halka arz (IPO) hazırlığı yaptığına dair sinyaller olarak yorumlanıyor. Amazon hisseleri haberi duyar duymaz rekor kırarken Nvidia da yapay zeka çiplerinin Birleşik Arap Emirlikleri’ne ihracatı için izin almasıyla birlikte yeniden ilgi odağı oldu.
Fakat burada ilginç bir ayrım var: Büyük teknoloji yükselirken, endeksin geri kalanında 300’den fazla hisse günü ekside kapadı. Yani piyasanın geneli değil, sadece dar bir elit grup yükselişi taşıyor.
Tam da bu noktada yatırımcıların bir kısmı alternatif varlıklara yönelmeye başladı. Bitcoin Hyper token satın alımlarının 30 milyon dolara hızla ilerlemesinin arkasında da bu kaçış psikolojisinin olduğu görüşü var. Geleneksel piyasalar daraldıkça, yeni nesil blok zinciri projeleri daha çok konuşuluyor.
Sarsıntılı Piyasada Alternatif Arayışı: Bitcoin Hyper’a Yeni Talepler Yöneliyor
Yapay zeka hisselerine olan talepler dışında Bitcoin’de de son günlerde sert bir dalgalanma yaşanıyor. Bitcoin, ekim ortasından bu yana ilk kez 100 bin dolar seviyesine sarkarak geniş çaplı bir likidasyon dalgasını tetikledi.
Vadeli işlemlerde kullanılan yüksek kaldıraç oranları, fiyatın destek seviyesini kırmasıyla birlikte zincirleme satışları beraberinde getirdi. Son 24 saat içerisinde yaklaşık 1,37 milyar dolarlık pozisyon kapandı ve bunun büyük bölümü uzun yönlü işlemlerden oluştu. Bu tablo, piyasanın ne kadar hassas bir dengede ilerlediğini bir kez daha gösterdi.
Ek olarak, ABD merkezli spot Bitcoin ETF’lerinden üç gün içinde 1,15 milyar doların üzerinde çıkış gerçekleşti. Bu durum yalnızca bireysel yatırımcıların değil, kurumların da kısa vadede risk almaktan kaçındığını düşündürüyor. Yani piyasa genelindeki baskı yalnızca teknik seviyelerle sınırlı değil; makro ölçekte risk iştahının azaldığı da görülüyor.
Buna rağmen, tüm kripto varlıklar aynı şekilde etkilenmiyor. Bitcoin Hyper token satın alımları hızla artıyor. Bitcoin Hyper (HYPER) ön satış aşamasında olan proje. Piyasanın olumsuz havasına rağmen de yatırım toplamaya devam ediyor.
Projenin ön satış sürecinde toplanan miktarın 30 milyon dolara yaklaşması dikkat çekiyor. Şu anda toplanan fon 25,7 milyon doları geçti.
Bitcoin Hyper, BTC’yi Hızlandırmaya Geliyor
Bitcoin Hyper, Bitcoin ağının mevcut sınırlamalarını aşmayı hedefleyen bir Katman 2 çözümü olarak konumlanıyor. Bitcoin’in güçlü güvenlik yapısı biliniyor ancak ağın işlem hızı, veri kapasitesi ve akıllı sözleşme desteği oldukça sınırlı.
Son yıllarda Ethereum ekosisteminde Arbitrum, Optimism ve Base gibi Katman 2 projelerinin hızlı büyümesi, benzer bir sürecin Bitcoin tarafında da tetiklenip tetiklenmeyeceği sorusunu gündeme taşıdı. Bitcoin Hyper token satın alımlarının bu denli fazla olmasının nedeni projenin, Solana Sanal Makinesi (SVM) altyapısını kullanması.
SVM, yüksek işlem kapasitesi ve düşük maliyetli transferleri mümkün kılıyor. Böylece teorik olarak Bitcoin varlıklarının daha hızlı ve daha işlevsel bir çevrede kullanılmasına zemin hazırlanmış oluyor.
Teknik mimariye göre kullanıcılar Bitcoin’lerini köprü aracılığıyla Katman 2’ye taşıyabiliyor, ardından bu varlıkları merkeziyetsiz uygulamalar içinde kullanabiliyor.
Bu noktada hız ve maliyet avantajı, DeFi alanında işlem yapmak isteyen ancak Bitcoin’in ana zincirindeki sınırlamalar nedeniyle geri duran yatırımcılar için bir seçenek oluşturuyor. Rust tabanlı akıllı sözleşmeler, platformun geliştirici tarafında da ilgi yaratmayı hedefliyor.
Fiyat Aşamalar Geçtikçe Artıyor
Projenin token ekonomisi ise aşamalı fiyatlandırma modeline dayanıyor. Fiyat, belirli periyotlarla kademeli olarak artırılıyor. Bu model, erken aşamada girenlerin maliyet avantajı elde etmesini sağlıyor. Ancak piyasaya sürüm sürecinde sert fiyat dalgalanmalarının yaşanmaması için tokenlerin dolaşıma çıkışının Token Generation Event sonrasına bırakıldığı bildiriliyor. Böylece ön satış sürecinde alınan tokenler anında piyasada satılamıyor ki bu da arz yoğunluğunun bir anda oluşmasını engelliyor.
Yine de uzmanların vurguladığı bir nokta var: Ön satış sürecinde yüksek talep görmek, bir projenin uzun vadeli başarısının garantisi değil. Platformun gerçek kullanım alanı oluşturup oluşturamayacağı, geliştirici ve kullanıcı topluluğunun ne kadar güçlü olacağı ve güvenlik açıklarının nasıl yönetileceği zaman içinde belli olacak.
Bitcoin Hyper tokenin çekiciliği, Bitcoin markasının güvenliği ile yüksek işlem kapasitesini bir araya getirme iddiasından geliyor. Ancak bu hedefin pratiğe nasıl yansıyacağı, projenin 2025 ve sonrasındaki performansını belirleyecek.
