Bu yıl şimdiye kadar altın, diğer metalleri dramatik şekilde geride bıraktı. Bu durum, ekonomi için kötü bir haber olabilir.
Sarı metalin, geleneksel olarak bir güvenli liman varlığı olduğu sır değil. Fiyatlar, merkez bankalarının alımları ve kaotik ABD siyasi ortamı sayesinde geçen yıla göre %40 arttı. Cuma günü sarı metal, ons başına 3313 dolardan işlem gördü; bu, %0,9’luk bir düşüş anlamına geliyor ve Nisan ayındaki rekorunun yaklaşık %3 altında.
Altın yükseliyor, sanayi metalleri geriliyor
Sanayi metallerinde ise durum çok farklı. Küresel ekonomik büyüme beklentileriyle yön bulan bakır, alüminyum ve çinko gibi metallerin fiyatları, son 12 ayda ortalama %10 geriledi.
Bu fiyat ayrışması, Bloomberg Intelligence kıdemli emtia stratejisti Mike McGlone’un Cuma günü yayımladığı nota göre ‘ürkütücü’.
McGlone, “Veritabanımızda 1991’e kadar giden verilere göre, Mayıs sonunda sarı metal fiyatlarının Bloomberg Sanayi Metaller Spot Endeksi’ne oranla en yüksek seviyeye çıkması, küresel ekonomi için iyiye işaret değil” diye yazdı.
McGlone’a göre bazı uyarılar da var. ABD hisse senedi fiyatları hâlâ yüksek seyrediyor ve Hazine tahvili getirileri, yatırımcıların riskli varlıklardan kaçıp güvenli limanlara yönelmesi halinde beklenenden farklı olarak, son dönemde düşmek yerine yükseliyor.
Dahası, sarı metal fiyatları birkaç yıldır istikrarlı biçimde yükseliyor. Bunun ardında enflasyon kaygıları ve yabancı merkez bankalarının rezervlerini ABD doları dışındaki varlıklarla çeşitlendirme çabaları var. ABD’li bireysel yatırımcılar da bu trende katıldı. Costco’da satılan külçe altınlar, raflara gelir gelmez kapışılıyor.
Bu açıdan bakıldığında, altının daha ekonomik duyarlılığa sahip metallere kıyasla fiyat patlaması yaşaması, ekonominin alarm verdiği anlamına gelmeyebilir. Bunun yerine, altının bir balonun içinde olduğu yorumu yapılabilir.
Wall Street’te pek çok kişi de bu görüşte. Bank of America Securities’in geçtiğimiz ay yaptığı bir küresel fon yöneticileri anketine göre, katılımcıların %49’u altını piyasadaki “en kalabalık işlem” olarak nitelendirdi. Önceki iki yıl boyunca bu unvan, Magnificent Seven (Muhteşem Yedili) hisselerindeydi.
Yine de, sadece altın manşetlerde olduğu ve yatırımcılar bu varlığa yöneldiği için fiyat hareketlerini göz ardı etmek hata olabilir. Sonuçta, altın fiyatları rekor seviyelere yakınken, S&P 500 de öyle. Üstelik S&P 500’ün fiyat-kazanç oranı, 1990’ların sonundan bu yana en yüksek seviyesinde.
ABD hisse senedi fiyatları, yavaşlayan ekonomik büyüme veya siyasi çalkantılar nedeniyle düşecek olursa, bu durum küresel bir satış dalgasını tetikleyebilir. Bu dalgada sadece hisse senetleri değil, Bitcoin ve bakır gibi ekonomik hassasiyeti yüksek metaller de zarar görebilir.
Bu tür oynak varlıklardan kaçan paranın bir kısmı muhtemelen altına yönelecek ve fiyatları yeni rekorlara taşıyacaktır.
McGlone sözlerini şöyle noktaladı: “Eşi benzeri görülmemiş ABD tarifeleri, hisse senedi piyasası tarihi olarak yüksek seviyelerdeyken geliyor; bu durum, tüm piyasaları ayakta tutan S&P 500 üzerindeki olağanüstü yükü test edebilir”.
