ABD’nin Çin başta olmak üzere uygulamaya başladığı yeni ekoomi politika ülke şirketlerini de olumsuz etkiliyor. Resesyon ve tarifeler ABD merkezli büyük medya şirketlerinin içinde olduğu yayın ve eğlence sektöründe ciddi baskılar oluşturdu. Özellikle Walt Disney, gümrük vergileri ile şekillenen ticaret politikaları ve resesyon korkusunun birleşimiyle çifte etki riskiyle karşı karşıya.
Wall Street analistleri, ABD Başkanı Donald Trump’ın düzensiz gümrük tarifesi kararlarının, tüketici güvenini zayıflatarak medya sektöründeki kazançlara doğrudan zarar verdiğini belirtti. Uzmanlara göre, ekonomik yavaşlama; yayın iptallerini artırdı, reklam gelirlerini düşürdü ve tema parkı ziyaretlerinde gerilemeye neden oldu.
Reklam gelirlerinde büyük risk görülüyor
MoffettNathanson analistleri, olası bir ekonomik daralmanın 2025 yılı itibarıyla toplam reklam harcamalarında 45 milyar dolarlık bir kayba yol açabileceğini öngördü. Bu durum, geleneksel televizyon reklamlarının dijital platformlara kaymasına neden olabilir. Gabelli Funds yöneticisi John Belton, “Eğer resesyon gerçekleşirse, özellikle marka reklamlarına dayalı platformlar daha çok etkilenecek” ifadelerini kullandı.
Gabelli Funds’ın hissedarı olduğu Walt Disney, NBCUniversal, Paramount ve Warner Bros Discovery gibi medya devleri, bu senaryoda zarar görme potansiyeline sahip şirketler arasında sayılıyor.
Walt Disney için parklar da risk altında
Walt Disney’in eğlence parkları, yolcu gemileri ve ürün satışlarını içeren “Experiences” birimi, son çeyrekte işletme gelirinin %60’ından fazlasını oluşturdu. Ancak analistlere göre, bir durgunluk durumunda Walt Disney’in hem yurtiçi hem de uluslararası park gelirlerinde toplam 3 milyar dolara yakın bir kayıp yaşanabilir.
Bank of America, 22 Mayıs’ta açılması planlanan 7 milyar dolarlık Epic Universe projesinin, rakip Comcast’in eğlence bölümü NBCUniversal’a avantaj sağlayabileceğini açıkladı.
Yayıncılıkta Netflix ayakta durabilir
Öte yandan olası bir resesyon baskısına karşı bazı dijital platformlar daha dayanıklı olabilir. Bank of America’dan Jessica Reif Ehrlich, Netflix’in güçlü içerik yapısı sayesinde “abonelerde büyük bir kayıp dalgası yaşanmasını beklemediğini” belirtti. Kullanıcıların daha düşük fiyatlı reklama dayalı aboneliklere yönelmesinin ise muhtemel olduğu ifade edildi.
LSEG verilerine göre, Netflix’in ilk çeyrekte hisse başına kazancının %8 artarak, gelirinin ise %12’lik bir yükselişle 10,5 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Ancak Apple TV+ ve Peacock gibi rakip platformlar için bu başarı tekrarlanamayabilir.
Sinema sektörü de etkileniyor
Sensor Tower’ın raporuna göre, Çinli e-ticaret devleri Temu ve Shein’in sosyal medya platformlarındaki reklam harcamaları son 2 haftada ciddi oranda düştü. Bu durum, reklam gelirlerinin büyük kısmını dijital platformlardan elde eden Meta, TikTok ve Google gibi firmaları da etkileyebilir.
Kuzey Amerika’da sinema bilet satışları da, geçen yıla göre %12 oranında geriledi. Cinema United CEO’su Michael O’Leary, “Ekonomik belirsizlik dönemlerinde insanlar gelirlerini daha temkinli harcıyor,” dedi.
Öte yandan, Çin’in Hollywood yapımlarına yönelik yeni ithalat sınırlamaları getirmesi, küresel sinema gelirlerini de olumsuz etkiledi. Medya yöneticisi Jon Miller, bu belirsizliğin stüdyoların büyük bütçeli filmleri finanse etmesini zorlaştırdığını vurguladı.
