Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), yayımladığı Küresel Ticaret Güncellemesi raporunda, küresel yeşil dönüşüm sürecinde hayati rol üstlenen bakırın arz-talep dengesine dikkat çekti. Rapora göre, dünya genelindeki bakır talebinin 2040 yılına kadar yüzde 40’ın üzerinde artması beklenirken, mevcut arzın bu hızlı yükselişi karşılamakta yetersiz kalacağı öngörülüyor.
UNCTAD’a göre bu artan ihtiyacı karşılamak için 2030’a kadar dünya genelinde 80 yeni bakır madeninin faaliyete geçmesi gerekiyor. Bununla birlikte, söz konusu yatırımların toplam maliyetinin yaklaşık 250 milyar doları bulabileceği tahmin ediliyor.

“Akıllı” Politikalarla Arz Krizi Önlenebilir
Raporda, yeşil dönüşümün sürdürülebilirliği için stratejik önemde olan bakıra yönelik daha etkin ticaret ve sanayi politikalarının geliştirilmesi gerektiği vurgulandı. Özellikle çevresel onay süreçlerinin hızlandırılması, ileri teknolojilerin madencilikte daha etkin kullanılması ve alternatif ticaret yollarının oluşturulması önerildi.
Rezervler Beş Ülkede Yoğunlaşıyor, Çin Talepte Öne Çıkıyor
UNCTAD verilerine göre, dünyadaki bilinen rezervlerin yarısından fazlası yalnızca beş ülkede yer alıyor: Şili, Avustralya, Peru, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Rusya. Buna karşılık, Çin küresel arzda büyük bir rol üstleniyor. Ülke, dünyadaki toplam bakır cevheri ithalatının yaklaşık yüzde 60’ını gerçekleştiriyor ve aynı zamanda rafine bakır üretiminin yüzde 45’inden fazlasını karşılıyor.
Almanya Bakır Tel İhracatında Lider
Rafine bakırdan mamul ürünlerde ise Almanya, dünyanın en büyük bakır tel ihracatçısı konumunda. Onu sırasıyla Birleşik Arap Emirlikleri, Kanada, ABD, Belçika, İtalya, İspanya, Polonya, Malezya ve Türkiye izliyor. Bu durum, bakırın küresel sanayi zincirindeki stratejik önemini gözler önüne seriyor.

Gümrük Tarifeleri Katma Değeri Sınırlıyor
Rafine bakır ihracatında gümrük tarifeleri görece düşük seyretse de (çoğu gelişmekte olan ülke için %2’nin altında), bakırdan mamul nihai ürünlerde bu oran yüzde 8’e kadar çıkabiliyor. Bu farklılık, özellikle katma değerli üretim ve ihracat açısından önemli bir engel oluşturuyor. UNCTAD, bu eğilimin gelişmekte olan ülkeleri sadece hammadde tedarikçisi konumuna itebileceği uyarısında bulunuyor.
Sonuç olarak, artan küresel talebi karşılamak ve yeşil ekonomiye geçişi sağlıklı bir zeminde sürdürebilmek için bakır arzının çeşitlendirilmesi ve ticari engellerin azaltılması kritik önem taşıyor.