Dünyanın lityum ihtiyacı yüzde 3500 artacak

Dünyanın lityum ihtiyacı yüzde 3500 artacak

Avrupa Metal Sanayicileri Birliği Eurometaux’nun yaptırdığı bir araştırma, lityum ihtiyacının her yıl katlayarak artacağına ve 2050 yılına gelindiğinde bugünkünün kat kat üstünde bir rakama ulaşacağına işaret ediyor.

A+A-

Kovid-19 salgını, Ukrayna'nın işgali ve beraberinde gelen enerji krizi, Avrupa'nın özellikle yeşil dönüşüm için kullandığı ham maddelerin tedarikindeki devamlılık sorunlarını ortaya çıkardı.

Bloomberg'in haberine göre AB Komisyonu’nun iç pazardan sorumlu üyesi Thierry Breton’a göre, Avrupa'da birincil ve ikincil ham madde kapasitelerini geliştirmeye yönelik stratejik bir yaklaşım olmaksızın; yeşil dönüşüm, teknolojik liderlik ve sürdürülebilirlik neredeyse imkânsız.

Avrupa Metal Sanayicileri Birliği Eurometaux’nun Belçika’da bulunan Leuven Katolik Üniversitesi’ne yaptırdığı bir araştırmaya göre, Avrupa Birliği önümüzdeki yıllarda temiz enerji teknolojilerinin üretiminde daha fazla ham madde tedarik etmek zorunda kalacak. Örneğin, pil endüstrisinde bugünkünden yüzde 3500 daha fazla lityuma ve yüzde 330 daha fazla kobalta ihtiyaç duyulacak.

Avrupa'nın iklim hedeflerinde ve yeşil dönüşüm planlarında bir değişiklik olmazsa, ham madde ihtiyacı her yıl kademeli olarak artacak ve 2050’ye gelindiğinde çok yüksek miktarlara ulaşacak.

Rakamlarla 2050 yılı

-5 milyon ton alüminyum (bugünkü kullanıma göre %33 artış)

-5 milyon ton bakır (+%35)

-800.000 ton lityum (+%3500)

-400.000 ton nikel (+%100)

-300.000 ton çinko (+%10-15)

-200.000 ton silikon (+%45)

-60.000 ton kobalt (+%330)

Araştırma, 2050 yılına kadar temiz enerji teknolojilerini sürdürülebilir kılmak için gerekli koşulları özetliyor. Bunu yaparken de AB sınırları içinde madenciliğe, arıtma kapasitesini artırmaya yönelik çalışmalara ve ithalat kaynaklarını çeşitlendirmeye odaklanıyor.

“Madenciliğe yatırım çekici hale getirilmeli”

Araştırmanın baş yazarı Liesbet Gregoir, Euractiv’e yaptığı değerlendirmede “Avrupa birincil metal ham maddeleri için artan tedarik açığını nasıl kapatacağına acilen karar vermeli” dedi. Gregoir, şirketlerin madenciliğe yatırım yapmasının çekici hale getirilmesi gerektiğinin altını çizerek, “İzin prosedürleri uzun zaman alıyor. Bu yüzden şeffaf davranıp, madenciliğin gerekli olduğuna kamuoyunu ikna etmeli ve halk desteğini arkamıza almalıyız. Çevresel etkisi var ama bu etkiler yönetilebilir” açıklamasında bulundu.

Yeni madenlerin açılması, kömür madenciliğinden uzaklaşan bölgelerde istihdam yaratacak olsa da bunun için Avrupa’da bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç olduğu ortada. Ama diğer taraftan da AB’nin alüminyum, nikel ve bakır tedarikinde Rusya'ya bağımlı olması mevcut koşullarda üretimde sorun yaratıyor.

Bu nedenle Avrupa Komisyonu bütünsel bir politika oluşturmaya; Avrupa'nın yerel tedarik, arıtma ve geri dönüşüm yeteneklerini artırmaya odaklanıyor. Bir taraftan da ithalatta kaynak çeşitliliği yaratmanın yollarını arıyor.

İlgili Haberler