TCMB yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 65'i aştı

TCMB yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 65'i aştı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) yılın son enflasyon raporunda yıl sonuna ilişkin enflasyon tahminini yüzde 65,2'ye yükseltti. TCMB'nin bir önceki raporda yıl sonu beklentisi yüzde 60,4 olmuştu.

A+A-

TCMB, yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 65.2 olarak paylaştı. Merkez Bankası'nın sunumunda öne çıkan ifadeler şunlar oldu:

Jeopolitik riskler küresel tedarik zincirlerini olumsuz yönde etkilemektedir.

Küresel olarak finansal sıkılaşma eğilimi artmaktadır. Küresel risklerin devam etmesi ve gelecek yıl dünya ekonomisini daha fazla etkilemesi bekleniyor.

Emtia fiyatları üçüncü çeyrekten itibaren gerilemeye başlamıştır. Emtia fiyatlarındaki gerilemenin enflasyon dinamiklerini olumlu etkilemesi beklenmektedir.

Üretim kapasitesi risk altında olan Avrupa ülkeleri için tahmin güncellemeleri daha belirginleşti.

Küresel enflasyon artış eğilimi sergilemektedir. 2022 yılına ilişkin enflasyon beklentileri bir çok ülke için yukarı yönlü güncellendi, bir süre daha devam edeceği öngörülüyor.

Türkiye ekonomisinde son 8 çeyrekteki büyüme diğer dönemlerin üzerinde. Uluslararası kuruluşlar Türkiye büyüme tahminlerini yukarı yönlü güncelliyor.

Refah kazanımları ve verimliliği daha iyi yansıtan satın alma gücü paritesine göre kişi başına düşen GSYH’ye bakıldığında Türkiye pandemi sonrasında yüksek gelir grubu ülkelerden daha hızlı büyümüş ve üst orta gelirli ülkelerden olumlu yönde ayrışmıştır.

Hedefli kredi politikalarımızın odak alanlarından ve potansiyel büyümenin sürükleyicilerinden olan makine-teçhizat yatırımları son dönemde güçlü bir yükseliş eğiliminde olup 2019 yılının son çeyreğinden bu yana kesintisiz olarak artmaktadır.

Temmuz başından bu yana öncü göstergeler büyümede sınırlı bir yavaşlamaya işaret etmektedir.

İşgücüne katılım artışı sürerken, işsiz sayısındaki azalış daha belirgin hale gelmiştir. İşgücüne katılım ve istihdam göstergelerinin pandemi öncesi seviyelerine çıkması işgücü piyasasının sağlıklı işlemesi açısından önem arz etmektedir.

İstihdam edilen kişi sayısı 2020 yılı birinci çeyreğinden bu yana toplamda 4,1 milyon kişi artmıştır. İstihdamdaki artış benzer ülkelere kıyasla yüksektir.

Yapısal dönüşümün cari denge üzerindeki yansımalarını izliyoruz.

Önümüzdeki döneme ilişkin olarak ihracat üzerindeki riskler bir önceki rapor dönemine göre artmıştır.

Turizm sektörünün ilk 8 aylık performansı memnuniyet verici.

Ağustos ayı itibarıyla, yatırım ve ihracat kredilerinin toplam ticari krediler içerisindeki payı yüzde 28’i aşarak son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştır.

Çekirdek enflasyon son yıllarda bir miktar geriledi.

Üretici fiyatlarında artış eğilimi son 3 aylık dönemde zayıfladı.

Üçüncü çeyrekte talep koşullarında daha ılımlı bir seyir izleniyor.

Küresel büyümeye yönelik karamsarlığın arttığı bir dönemden geçiyoruz.

Aldığımız kararların, 2023 yılı içerisinde ekonomimizin dayanıklılığını artırarak arzın, yatırımların ve ihracatın sürekliliğine önemli ölçüde katkı sağlayacağını öngörüyoruz. Finansal koşulların destekleyici olması görüşündeyiz.

Makro ihtiyati tedbirlerin etkisiyle kredi piyasasında daha dengeli bir görünüm oluştu. Yatırım ve ihracat kredilerinin ağırlığı önemli ölçüde arttı. KOBİ'lerin 2022 yılı Eylül ayındaki net kredi kullanım miktarı önceki yılın Ocak-Eylül döneminin 1,5 katı olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde, KOBİ kredilerinin tutarı ve bankacılık sektörü kredileri içerisindeki payı tarihsel olarak en yüksek düzeye ulaşmıştır.

Liralaşma stratejisinde bankacılık sektörünün pasif kompozisyonunda liranın payının artmasının önemsiyoruz. DİBS getirileri ilave menkul kıymet tesisi uygulamasından bu yana 1600 baz puan düştü.

KKM uygulaması uluslararası rezervlerimizi desteklemeye devam etmektedir.

2022 yıl sonu gıda enflasyonu tahmini yüzde 71,3'ten yüzde 75'e yükseldi.

2022 ortalama ham petrol fiyat tahmini 99,6 dolardan 100,5 dolara çıktı.

2022 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 60,4'ten yüzde 65,2'ye çıktı. 2023 beklentisi yüzde 19,2'den yüzde 22,3'e çıkarıldı.

Her iki yıl için başlangıç koşullarındaki güncelleme, tahminler üzerinde, sırasıyla, 0,9 ve 2,9 puan kadar etkili oldu.

Türk lirası cinsinden ithalat fiyatları ve gıda fiyatları varsayımlarındaki güncellemeler 2022 yılı enflasyon tahminlerini, sırasıyla, 2,2 ve 0,9 puan kadar yukarı çekti. 2023 yılı enflasyon tahminlerini Türk lirası cinsinden ithalat fiyatları 1,1 puan yükseltirken, gıda fiyatları varsayımındaki güncellemeler ise 0,9 puan düşürdü.

Yönetilen yönlendirilen fiyatlardaki doğalgaz ve elektrik kaynaklı gerçekleşen ayarlamalar, 2022 yıl sonu enflasyon tahminini 0,6 puan artırdı.

Öte yandan, 2022 yılında çıktı açığındaki güncellemenin tahminlere etkisini 0,2 puan hesaplarken, 2023 yılında oldukça sınırlı olacağını öngörüyoruz.

Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de enflasyonun önemli bir kaynağını arz şokları oluşturuyor. Emtia ve enerji fiyatları, yakın dönemde bir miktar gerilemekle birlikte tarihi ortalamalarının üzerinde artışlar yaşadı.

Bu gelişmeler gerek pandemi gerekse jeopolitik risklerin etkisiyle ortaya çıkan büyük arz kısıtlarının sonucudur. Merkez Bankası olarak, ekonomi politikalarının kontrol alanının dışında kalan söz konusu arz kaynaklı maliyet baskılarına faiz artırımlarıyla karşılık vermenin etkili olmayacağını değerlendiriyoruz.

Enflasyonu düşürmek amacıyla, yalnızca toplam talebi kısıtlayıcı politikalar uygulayarak, halihazırda arz yönlü baskılarla mücadele eden üreticilerin yatırım ve ihracat kapasitelerine zarar vermekten öteye gidemeyiz. Tam tersine, enflasyonun düşmesini üretimi destekleyerek ve üretim gücümüzü artırarak sağlayabiliriz.

Faiz ve hedefli kredi kararlarımızla, uygun finansman koşulları oluşturarak, arz ve cari fazla kapasitemizi geliştirmeyi amaçlıyoruz. Bu doğrultuda, üreticilerin kredi erişimini destekleyerek yatırım, istihdam, üretim ve ihracatın artarak devam etmesine katkı sağladık.

Mevduatların içerisinde Türk lirasının payı hızla artıyor. Bu konuda net hedefler belirleyerek yola devam ediyoruz. Önümüzdeki dönemde Türk lirasının payının daha da artacağını öngörüyoruz. Dolayısıyla, bu kanaldan döviz kurlarındaki istikrara katkı sağlayarak, enflasyonu besleyen önemli bir unsuru da kontrol altına almış oluyoruz.

Önümüzdeki dönemde, enflasyonun daha hızlı gerilemesi için beklentilerin ve kur istikrarının dezenflasyon süreciyle uyumlu olmaları gerekiyor. Halihazırda, enflasyonun ana eğilimi, çekirdek göstergeler ve beklentilerde gözlediğimiz kısmi iyileşme, önümüzdeki dönemde de güçlenerek devam edecek. Uyguladığımız etkin politikalarla firmalarımızın fiyatlama davranışlarında bozulma yaşanmasına ve sağlıksız fiyat oluşumlarına izin vermeyeceğiz. Bunun sonucunda, beklentilerin ve kur istikrarının enflasyondaki düşüşü desteklemesini sağlayacağız.

Faiz indirimleri ve makroihtiyati araçlarımızla, kredi faizlerini politika faizlerine yakınlaştırarak üretimi destekliyor ve kredilerin istikrara katkı verecek şekilde dağılmasını sağlıyoruz. Kredilerin uygun maliyetli olmasını nasıl önemsiyorsak, kredilerin verimli alanlarda kullanılmasını da aynı derecede önemsiyoruz. Bu, uyguladığımız politikanın ana unsurlarından biridir.

Enflasyon, arzın sürekliliğinin sağlanması, Döviz kurlarında istikrarın korunması ve fiyatlama davranışlarının normalleşmesiyle hızla düşecek. Bu düşüşün kalıcı bir fiyat istikrarı sağlamasının iki ön koşulu olduğunu değerlendiriyoruz.

İlk olarak, kalıcı cari fazla verme kapasitesine ulaştığımızda döviz arzımız da güçlenmiş olacağı için döviz piyasalarında sağlıklı fiyat oluşumunu ve istikrarı doğal olarak sağlamış olacağız. Enerji fiyatları tarafından gölgelense de bu hedefe sandığınızdan daha yakın olduğumuzu bir süredir sizlerle ayrıntılı bir şekilde paylaşıyoruz.

Fiyat istikrarında kalıcılığı sağlayacak ikinci ön koşul ise hanehalkının, firmaların ve bankaların bilançolarında Türk lirasının baskınlığının sağlanmasıdır. Bu amaca yönelik olarak da liralaşmayı bozan tüm yapısal unsurları ortaya koyup düzeltmeye gayret ediyoruz. Sözleşmelerin Türk lirasıyla yapılması, sermaye akımlarının uluslararası standartlarda doğru yönetilmesi, sermaye piyasalarının derinleşerek cazip getiri sunan Türk lirası varlıkların güçlendirilmesi, döviz piyasalarında şeffaflığın sağlanması, yerel paralarla ticaret ile döviz piyasalarında dengeli yapının desteklenmesi gibi hususlar liralaşma stratejimiz kapsamında önümüzdeki dönemde giderek daha yoğun bir şekilde uygulama alanı bulacak. Bunlardan sorumluluk alanlarımızda olanlar konusunda önemli adımlar atıp, diğer konularda ilgili kurumlarla yakından çalışacağız.

İlgili Haberler